İsviçre Konfederasyonu'nun Türkiye'deki Diplomatik Mevcudiyetinin 80. Yıldönümü Etkinliğinde Yaptıkları Konuşma

11.11.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Sayın Başkan Couchepin,
Sayın Bakanlar,
Değerli Konuklar,
Büyükelçiler,
Böyle bir günde sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memunniyeti ifade etmek istiyorum ve Sayın Cumhurbaşkanına bir kez daha Türkiye'ye hoş geldiniz diyorum.
Aslında bu ziyaret, Türkiye ile isviçre arasındaki diplomatik ilişkilerin başlangıcının 80 yıldönümü. Bunu kutluyoruz. Çünkü 80 yıl önce İsviçre'nin ilk diplomatik temsilcisi Henri Martin, güven mektubunu Türkiye'nin kurucusu, Cumhuriyetin Kurucusu ilk Cumhurbaşkanımız Atatürk'e takdim etmişti. Bugün 80. yıldönümünü kutlamamız ve bu vesileyle de Sayın Devlet Başkanı'nın ülkemizi ziyaret etmesi, İsviçre'nin bu işbirliğine ve ilişkilere verdiği önemi gösteriyor. Tabii İsviçre ordusunun büyük bandosunun Türkiye'de olması da ayrıca bu ilişkilere verilen önemi gösteriyor. Kendilerini tebrik ediyorum. İstiklal Marşımızı da güzel çaldılar.
Türkiye ile İsviçre arasındaki ilişkiler önemli, çünkü biraz önce de bahsedildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli tarihi anıları İsviçre'de gerçekleşti. Lozan bunların başında geliyor. Bunun yanında başka anlaşmalar da var. Boğazların kullanılmasıyla ilgili Montrö Sözleşmesi de 72 yıldır belki en dikkatli şekilde uygulanan en eski sözleşmelerden birisidir. Dolayısıyla, geçmişimizde bu kadar sağlam ilişkilerin olduğu bir ülkeyle, bugün de karşılıklı olarak çok sağlam ve çok ayrıcalıklı ilişkiler içinde olmamız herhalde doğru olur. Aslında her iki ülke de bunu hak ediyor. Onun için Sayın Devlet Başkanı'nın ve İsviçre Hükümeti'nin ilişkilerimize verdiği önemi takdir ediyorum ve özellikle giderek bu ilişkilerin çok daha güçlendiğini görmekten de memnun oluyorum. 80 yıl içerisinde pek çok üst seviyede ziyaretler olmuştur. Ama bunların özellikle son birkaç senede yoğunlaşıyor olmasını, hele hele son senede yoğunlaşıyor olmasını İsviçre Hükümet'inin bu niyetinin açık bir delili olarak görüyorum. Türkiye olarak biz de aynı şekilde İsviçre ile ilişkilerimizin her bakımdan geliştirilmesine önem veriyoruz. Siyasi ilişkilerimiz, ekonomik ilişkilerimiz, kültürel ilişkilerimiz için pek çok gerekçeler olduğu gibi, biraz önce Sayın Kuşpen'in de bahsettiği gibi İsviçre'de 120 binin üzerinde Türk vatandaşı var. Bunların büyük bir kısmı aynı zamanda İsviçre vatandaşıdır. Onların da bu ilişkilerde köprü olduğuna inanıyorum.
Ben tekrar Sayın Cumhurbaşkanı'na Türkiye'ye hoşgeldiniz diyorum. Bir memnuniyetimi de ifade etmek istiyorum: Bu ziyaretin 80 yıllık ilişkilerimizde ilk ziyaret olmasının ötesinde, bir önemi daha var. Sayın Cumhurbaşkanı sadece Ankara'yı değil, Anadolu'nun diğer güzel bölgelerini, kentlerini, Ürgüp, Göreme, Nevşehir, Konya'yı gezdi. Dolayısıyla sadece bir-iki gün değil, birkaç gün Türkiye'de bulundular. İnanıyorum ki, iyi hislerle ayrılacaklardır. Ve bu ziyaret Türkiye ile İsviçre arasındaki ilişkiler için yeni bir sayfa olacaktır. Tekrar bu ilişkilerin 80. yılıyla ilgili bu kutlamalardan duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum ve tebrik ediyorum. Bu bandoyu da tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Tabii unutmamam gereken şey bu masa. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna sahne olan bir masa. Bizim için manevi değeri büyük olan bir anı. O bakımdan bunu Türkiye'ye getirip bize hediye etmelerinden dolayı da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Tabii ki bu Türkiye'de depoda durmayacak, en güzel şekilde sergilenecek. Onu da burada ifade etmek istiyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı