Ankara Üniversitesi Afrika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin Açılışında Yaptıkları Konuşma

03.12.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Ankara Üniversitesi Afrika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin açılışında yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:

"Sayın Rektör,
Sayın Büyükelçiler,
Saygıdeğer Katılımcılar,
Yükseköğretim Kurumu'nun Değerli Yöneticileri,

Afrika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin açılış töreninde bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Başta Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Cemal Taluğ olmak üzere, böyle bir Araştırma Merkezi'nin açılmasına yardımcı olan YÖK ve Ankara Üniversitesi'nin değerli görevlilerine tekrar teşekkür ediyorum.
Sayın Rektör beni ziyaret ettiğinde böyle bir fikri olduğunu söylemiş ve ben de büyük bir memnuniyetle açılışa katılacağımı belirtmiştim. Bugün bunu gerçekleştiriyor olmaktan da ayrıca memnuniyet duyuyorum.
Türkiye, uzun asırlar boyunca, Afrika ülkeleriyle ve Afrika halklarıyla zengin ve kapsamlı ilişkiler içerisinde olmuştur.
Günümüzde de, paylaştığımız ortak ilke ve değerler; tarihi, manevi ve kültürel bağlarımız Türkiye-Afrika ilişkilerinin ve işbirliğinin geleceğe dönük bir anlayışla, eşitlik temelinde ve karşılıklı etkileşim içinde güçlendirilmesine zemin hazırlamaktadır.
Türkiye'nin, Afrika halkları tarafından her zaman yakın ve dost bir ülke olarak kabul edildiğini hissetmek de bizler için elbette büyük bir sevinç kaynağı olmaktadır.
Tarih, halklarımızı biraraya getirmiş, yakınlaştırmış ve kaynaştırmıştır. Bugün de Afrika ülkelerinin çok derinliklerinde Türkiye'ye karşı büyük bir sempatinin olduğunu yakından müşahede ediyorum.

Değerli Katılımcılar,
Özellikle son on yıldır kararlılıkla uygulamakta olduğumuz Afrika'ya açılım politikamızın somut sonuçlarını almaya başladığımız bir dönemdeyiz.
Geçtiğimiz Ağustos ayında İstanbul'da toplanan "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi" Afrika Kıtası'yla kurmak istediğimiz sürdürülebilir işbirliği mekanizmasının çok mühim bir adımını oluşturmuştur.
Bu vesileyle, Zirve'ye gösterdikleri yoğun ve yakın ilgiden ötürü tüm Afrikalı dostlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Ben de, Zirve vesilesiyle tüm konuk Devlet Başkanları, Başbakanlar, Başbakan Yardımcıları, Bakanlar, Meclis Başkanları ve Zirve'ye katılan bütün heyetlerin üyeleriyle tek tek biraraya gelerek kendileriyle görüş alışverişinde bulunmuştum.
Zirve'de oybirliğiyle kabul ettiğimiz "Türkiye-Afrika İşbirliği İstanbul Deklarasyonu" ve "Türkiye-Afrika Ortaklığı İçin İşbirliği Çerçevesi" başlıklı belgeler Türkiye-Afrika arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesi için bir yol haritası oluşturmuştur.
Bu belgelerin, Türkiye-Afrika ilişkilerinde, dayanışma ve ortaklık içinde, müşterek bir gelecek için yeni ufuklara doğru yol almamıza imkan tanıyacağına da inanıyorum.
Türkiye-Afrika ilişkilerinin böyle önemli bir merhaleye ulaşmasında diplomatlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, iş çevrelerimizin ve bilim adamlarımızın cesur kararlı ve ısrarlı çalışmaları vardır.
Bundan sonra da ilişkilerimizin ve işbirliğimizin siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, insani, bilimsel, akademik tüm boyutlarını gözönünde tutan kapsamlı bir yaklaşımla güçlendirilmesinin fevkalade önem taşıdığına inanıyorum.
Bu çerçevede, Türkiye-Afrika ilişkilerine katkıda bulunan resmi makamlarımızın, sivil toplum ve özel sektör kuruluşlarımızın, üniversitelerimizin işbirliği içinde hareket etmelerinde de çok büyük fayda görüyorum.
Dolayısıyla, bugün açılışını yaptığımız Ankara Üniversitesi Afrika Çalışmaları Merkezi'ni çok zamanlı ve yerinde bir girişim olarak gördüğümü özellikle vurgulamak istiyorum.
Aslında Ankara Üniversitesi'nin Afrika'ya olan ilgisi pek yeni de değildir. Çoğunuz hatırlayacaksınız. Ben de Prof. Dr. Türkkaya Ataöv'ün çalışmalarını, kitaplarını, Afrika uluslarının kurtuluş mücadeleleriyle ilgili uzun çalışmalarını ve diğer eserlerini öğrencilik yıllarımdan hatırlıyorum. Bunlar Ankara Üniversitesi'nin çok başından beri Afrika'ya olana ilgisini bilim adamları seviyesinde gösteriyordu. Bugün de bu çalışmalar bir Merkez çerçevesinde yapılacaktır.
Merkez'in, Türkiye-Afrika İşbirliği Çerçevesi başlıklı belgede de ifadesini bulan Türk ve Afrika üniversiteleri ile araştırma kurumları arasında genişletilmiş ve geliştirilmiş bir işbirliği tesis edilmesi yönünde önemli görevler üstleneceğine de inanıyorum.
Merkez bünyesinde, Afrika kıtası konusunda araştırmacılar yetiştirilecek; referans kaynağı olabilecek bir kütüphane ile arşiv ve dokümantasyon birimi kurulacak; Afrika kıtası ile ilgili ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlenecektir.
Yine bu Merkez'de özel veya kamu kurum ve kuruluşlarına danışmanlık hizmeti sağlanacak olması da önemli bir hedefi teşkil etmektedir.
Dolayısıyla bu Merkez'in sadece resmi bir bünye olmayacağına, gayet dinamik bir şekilde özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından da faydalanarak ve onlara da fayda sağlayarak çok iyi hizmetler yapacağına inanmaktayım.
Tüm bu önemli ve kapsamlı hedeflerin titizlikle yerine getirilmesi doğrultusunda büyük çaba harcanacağından şüphem yoktur.

Değerli Katılımcılar,
Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nde yaptığım konuşmalarda da vurguladığım üzere, Türkiye, olarak Afrika'yı sadece medeniyetin beşiği değil, insanlığın geleceğinin merkezi olarak da görüyoruz.
Afrika, asırlardan günümüze süzülen erdem ve bilgeliği, genç ve dinamik nüfusu ve geniş doğal kaynaklarıyla aslında herşeyden önce Afrika ülkeleri ve halkaları için bir fırsatlar kıtasıdır.
Bu çerçevede, Afrika ülkelerindeki siyasi, demokratik, ekonomik, toplumsal ve kültürel canlanmadan büyük bir mutluluk duyuyoruz.
Geçmişte, Afrika halklarının özgürlük ve ulusal bağımsızlık yolundaki haklı mücadeleleriyle daima dayanışma içinde olduk.
Esasen, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın, bağımsızlık mücadelelerinde bir çok Afrika ülkesi için örnek olduğunu da biliyoruz.
Bugün de, Afrika Birliği'nin ve Afrika ülkelerinin ve halklarının barış, demokrasi, kalkınma ve refah yönündeki çabalarını etkin şekilde desteklemek için imkanlarımız ölçüsünde her türlü çabayı gösterme irademizi de her ortamda tekrarlıyoruz.
Afrika'da yürütülen barış ve güvenlik operasyonlarına Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis Teşkilatımız tarafından verilen mali destek ve personel katkısı; Afrika ülkelerine yaptığımız kalkınma yardımları; son sekiz yıldır Afrikalı öğrencilere tahsis edilen 2000 civarındaki yüksek öğrenim bursu; karşılıklı olarak hem ithalat hem ihracat açısından artan ticaret hacmimiz; Türk firmalarının Afrika'daki yatırımları ve Afrika'nın kalkınması ve altyapısının inşasında üstlendikleri roller bu irademize örnek gösterilebilir.
Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi ve işbirliğimizi geliştirme irademizi 2009-2010 yılları arasında üsteleneceğimiz BM Güvenlik Konseyi üyeliğimiz sırasında da sürdüreceğimizden Afrikalı dostlarımız emin olmalıdırlar.
Sözkonusu önemli göreve, çok sayıda Afrikalı dostumuzun desteğiyle geldiğimizin farkındayız. Bundan dolayı bizi BM'de destekleyen bütün Afrikalı dostlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Aynı şekilde, Afrika'da önümüzdeki dönemde açılması kararlaştırılan yeni diplomatik temsilciliklerimizle birlikte, ilişkilerimizde yakaladığımız ivmenin artarak devam edeceğine inanıyorum.
Bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Afrika'daki diplomatik temsilcilik sayısını iki katına çıkarma kararı almıştır. Bununla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı gerekli hazırlıkları süratli bir şekilde yapmaktadır. Bütün bunlar Türkiye'nin Afrika'ya olan yoğun ilgisinin en açık göstergesidir.
Değerli Katılımcılar,
Afrika Çalışmaları Merkezi'nin Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerimizin bilimsel-akademik boyutuna önemli katkılarda bulunması en samimi arzumdur. Ankara Üniversitesi gibi büyük, köklü, önemli birikime sahip bir üniversitenin bölgesel ve uluslararası konularda araştırmalar yapması, katkılar sağlaması muhakkak ki kendisinden beklenen hizmetlerden biridir. Bunlar daha önce birçok örnekleri olduğu gibi, şimdi Afrika çerçevesinde gerçekleştirmektedirler.
Bu bakımdan başta Sayın Rektör olmak üzere, ona destek veren herkese bir kez daha teşekkür ediyor ve tebriklerimi ifade ediyorum. Bu Merkez'in Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine büyük katıklar sağlayacağına olan inancımı tekrarlıyorum. Türkiye, Afrika'yı hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır, yalnız bırakmayacaktır. Afrika'nın sorunlarını kendi sorunları gibi görmektedir, insanlığın sorunları olarak görmektedir. Afrika'nın sorunlarının sadece Afrikalıların omuzlarına bırakılamayacağına da inanmaktadır. Bu bağlamda biz hem resmi makamlarımız olarak, hem sivil toplum örgütleri olarak, hem de bu tip bilimsel araştırmaları en iyi şekilde organize edecek merkezler olarak bu sorumluluğumuzu yerine getirme arzusu içindeyiz.
Ben bir kez daha sizleri tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.
Sayın Büyükelçilere de ülkelerinin Cumhurbaşkanlarına en samimi duygularımı ve selamlarımı ulaştırmalarını rica ediyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı