Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Beşar Esad'ın Onurlarına Verdikleri Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma

15.05.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Sayın Cumhurbaşkanı, Aziz Kardeşim,
Muhterem Hanımefendi,
Saygıdeğer Konuklar,
Öncelikle, dost ve kardeş Suriye Arap Cumhuriyeti'nin mümtaz Cumhurbaşkanı Sayın Beşar Esad'ın nazik davetine icabetle Suriye'yi ziyaret etmekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Türkiye ve Suriye arasında ilişkiler gücünü yüzyıllara giden ortak tarihi ve kültürel değerler ile iki halk arasındaki kardeşlik bağlarından almaktadır.
Suriye Türkiye'nin Orta Doğu'ya, Türkiye de Suriye'nin Avrupa'ya açılan kapısıdır. İlişkilerimizin gelişmesi hem ülkelerimizin hem bölgemizin barış ve refahına katkı sağlamaktadır. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin uluslar arası ilişkilerde örnek alınacak bir düzeye gelmiş olmasından mutluluk duymaktayız.
Zat-ı Devletleri'nin 2004 yılında ülkemizi ziyaretiyle kazanılan ve yoğun üst düzey ziyaretlerle artan ilişkilerimizdeki ivme sürmektedir. Karşılıklı bu ziyaretler ilişkilerimizdeki yakınlığın ve sıcaklığın somut göstergesidir.
Siyasi ilişkilerimize paralel olarak özellikle ticari ve ekonomik alanda da ilişkilerimiz önemli ilerleme kaydetmiştir.
2007 yılında Serbest Ticaret Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle, 2008 sonu itibariyle Suriye'nin ülkemize ihracatında %70; Türkiye'nin Suriye'ye ihracatında %40 artış gerçekleşmiştir. Ticaret hacmimiz 2008 yılında 2 milyar Dolar'a yaklaşmıştır.
2006 yılında yürürlüğe giren ve sınır bölgelerimizi kapsayan Bölgelerarası İşbirliği Programı ortak projelerimize güzel bir örnektir.
Aziz Kardeşim,
Değerli Konuklar,
Türkiye, bölgemizde ve dünyada barış, huzur ve istikrarın tesisi için "pozitif" bir güç olmayı hedeflemektedir. Bu istikametteki çabalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz.
Ancak maalesef, bölgemizdeki sorunlar devam etmektedir. Ortak tarihsel, kültürel ve toplumsal değerlerle bağlı bulunduğumuz Orta Doğu bölgesi, yıllardır süregelen sorunlar ve çatışmalar nedeniyle, özlenen barış ve istikrara bir türlü kavuşamamıştır.
Filistin meselesi acil çözüm beklemektedir. Barış sürecinin iki devletli çözüm temelinde neticelendirilmesini ve Filistinli kardeşlerimizin yıllardır süren acılarının bir an önce son bulmasını temenni ediyoruz. Filistin davasının başarıya ulaşması için Filistinliler arasında birliğin önemini de bu vesileyle vurgulamak isterim.
Irak halkının acıları bizi de derinden etkilemektedir.
Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğü ve ulusal birliği çerçevesinde, barış ve istikrara kavuşması için desteğini ve katkılarını kararlılıkla sürdürecektir.
Suriye bölgede barış ve istikrar bakımından anahtar konuma sahip bir ülkedir ve bölgedeki sorunların çözümüne katkıları fevkalade önemlidir. Suriye'nin dışında kalacağı çözüm arayışlarının başarı şansı düşüktür. Dolayısıyla, Türkiye Suriye'yle işbirliğinin önemini her vesileyle vurgulamış ve muhataplarının dikkatine getirmiştir. Bu çerçevede, ABD'nin ve Batı'nın Suriye'yle son dönemde yoğunlaşan diploması trafiğini memnuniyetle karşılıyor ve olumlu sonuçlar vermesini ümit ediyoruz.
Keza, Son dönemde Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerdeki olumlu gelişmelerden memnuniyet duyuyoruz.
Tarafların talepleri doğrultusunda ülkemizin gözetiminde geçen sene başlayan, fakat Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler nedeniyle askıya alınan İsrail-Suriye aracılı barış görüşmelerinin devam etmesini temenni diyoruz. Türkiye olarak tarafların talebi doğrultusunda katkımızı sürdürmeye hazırız.
Bölgemizdeki sorunların adil ve kalıcı çözüme kavuşturulması, risk ve tehditlerin bertaraf edilmesi için bölgemizdeki tüm aktörlerin ve uluslararası toplumun işbirliği ve dayanışma ruhu içinde hareket etmelerinin şart olduğunu özellikle vurgulamak isterim.
Değerli Konuklar,
İçinde bulunduğumuz hassas dönemde karşılıklı yanlış anlama ve algılamaların giderilmesi ve hoşgörü kültürünün özümsenmesi hedefi doğrultunda medeniyetler ittifakı kavramına da özel önem veriyoruz.
Dinler, medeniyetler ve kültürlerarası diyalog konusunda güçbirliği içinde olmamız, ortak hedefler belirlememiz ve bu çerçevede yakın işbirliği ve istişare içinde hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz.
6-7 Nisan 2009 tarihlerinde İstanbul'da düzenlediğimiz Medeniyetler İttifakı 2. Forumu bu hedeflerimize ulaşmak bakımından önemli adım teşkil etmiştir.
Dışişleri Bakanı Sayın Muallem'in de anılan Foruma katılmasından memnuniyet duyduk.
Aziz Kardeşim,
Değerli Konuklar,
Geldiğimiz noktada, ülkelerimiz arasında örnek alınması gereken ve gıptayla izlenen bir ilişki tesis edildiğini söylemekten memnuniyet duyuyorum.
İlişkilerimizdeki bu gelişmeleri somut adımlar ve projelerle taçlandırmaya devam etmeliyiz.
Ziyaretimin hem şahsi dostluğumuza hem de ülkelerimiz arasındaki dostane ilişkilerin daha da güçlendirilmesine katkı sağlayacağına eminim.
Türkiye-Suriye dostluğuna sağladığınız önemli katkılar ve ziyaretim sırasında bana, Eşime ve Heyetime gösterilen sıcak misafirperverlikten ötürü şükranlarımısunuyorum.
Bu anlayışla Zat-ı Devletleri'nin sağlık ve mutluluğuna ile dost ve kardeş Suriye halkının refah ve esenliği için en iyi dileklerimi sunuyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı