Değerli Basın Mensupları,
Sizin de takip ettiğiniz gibi Karaman ilimizi ziyaret ediyorum. Geldiğim andan itibaren burada birçok ziyaretlerde bulundum. Şimdi de Karaman Belediyesi'ni ziyaret ediyorum.
Sabah da söylediğim gibi, Karaman'a gelişim, Türk Dil Bayramı vesilesiyle oldu. 732 yıl önce, Karamanoğlu Mehmet Bey, o zaman "Artık herkes Türkçe konuşacak" diyerek Türkçe'ye sahip çıktı. Ve ondan sonra bütün Anadolu'da Türkçe daha çok konuşulmaya başlandı.
Yunus Emre gibi büyük halk şairleri çıktı. Dili hiç unutulmayacak şekilde işlediler, Türkçe'yi en güzel şekilde asırlarca nesilden nesile yaydılar ve bugün Türkçe dünyanın en önemli dillerinden birisi haline geldi.
Bugün bazı diller var ki, resmi dil olarak kullanıldığı ülkelerin nüfuslarından daha büyük sayıda insan tarafından konuşulur. Bunlardan biri Türkçe'dir. Nasıl, İngilizce, İspanyolca, Fransızca öyleyse, Türkçe de böyle bir dildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin nüfusu 70 milyon olmasına rağmen dünyada 250-300 milyona yakın insan, Avrupa'nın ortalarından Asya'nın sonlarına kadar, Afrika'nın birçok bölümlerinde Türkçe konuşuyorlar.
Ve bugün Türkçe, bir dünya dili haline geliyor. Öyle ki dünyada 28 ülkede Türkoloji enstitüleri var, üniversitelerde. Dünyada 98 ülkede, Türkçe eğitim veren liseler var. Ve 9 ülkede yine Türkçe eğitim veren üniversiteler var.
Dolayısıyla Türkçe sadece konuşulan bir dil değil, bir ilim dili, bir kültür dili ve büyük bir dil. Öyle ki Türk Dil Kurumu'nun hazırladığı sözlüklere bakarsanız, 600 binin üzerinde kelimesi olan bir dil. Bazıları bugün Türkçe'nin çok iyi kullanılmadığını iddia ediyorlar ama, Türkçe aslında en güçlü dönemlerinden birini yaşıyor. Televizyonlarla bütün dünyaya hitap ediyor. Dünyanın her tarafında, -demin söylediğim gibi- öğretiliyor. Milyonlarca tirajı olan gazeteler, Türkçe yayın yapıyor. Bununla hep kıvanç duyuyoruz.
Bilmemiz gereken bir şey de şu: Eğitimde Türkçe'ye çok önem verirken, sadece birkaç yüz veya birkaç bin kelimeyle konuşan yeni nesiller değil, tam tersine Türkiye'nin bütün zenginliklerini en güzel şekilde kullanabilecek yeni nesillerin yetiştirilmesi amaçlanmalıdır. Onun için Türkçe'yi Türkiye'nin dört bir yanında herkese en iyi şekilde öğretirken, ayrıca Türkiye dışında da Türkçe'nin unutulmaması, Türkçe'nin oralarda da yaygınlaşması için hepimizin çok çalışması gerekir.
Yunus Emre Kültür Merkezleri, biliyorsunuz bununla ilgili kanun çıktı, Türkiye dışında Türkiye'yi tanıtan kültür merkezleri olarak yaygınlaşacak ve buralarda da Türkçe öğretilecek. Şüphesiz ki, Türkçe bu noktaya gelirken, Anadolu'da karşılaştığı birçok medeniyetlerle, Balkanlarda karşılaştığı medeniyetlerle, Afrika'da, Ortadoğu'da karşılaştığı farklı dillerle bazen iç içe geçmiş ve onlardan da çok şeyler almıştır. Dolayısıyla dil çok dinamik bir şeydir. Yeni gelişmeler karşısında yeni kelimeler ortaya çıkmıştır. Ve Türkçe gücünü bu şekilde muhafaza ederek, gelişmiştir.
Türkçe bizim resmi dilimizdir. Türkçe'yi herkese en iyi şekilde öğretmemiz gerekir. Şüphesiz ki Türkçe'nin yanında, Türkiye'de konuşulan çeşitli lehçeler, çeşitli diller, çeşitli yöresel, farklı konuşma lisanları da muhakkak ki vardır. Bunların hepsi de Türkiye'nin kültür mirasıdır, Türkiye'nin zenginlikleridir. Bizim yapmamız gereken şey, çocuklarımızı, yeni nesillerimizi, en kültürlü şekilde yetiştirebilmek için, önce dillerini, Türkçe'yi, en güzel şekilde onlara öğretmektir. Bugün bunun, bunları konuşmanın bir vesilesidir. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, üniversitelerin diğer ilgili fakülteleri, şüphesiz ki bunu çeşitli panellerle, çeşitli seminerlerle, çeşitli konferanslarla hep tartışmaktadırlar, tartışacaklardır. Ama sadece Karaman vardır, bunu bayram olarak kutlayan. Ve her yıl, bu fermanın yıl dönümü vesilesiyle bunu hafta boyu süren şenliklerle canlı tutan Karaman'dayım.
Karaman'da olduğum bu süre içerisinde Türkçe ile ilgili ve Türkiye'de konuşulan diğer kültür mirası olan lehçeler, diller, onlarla ilgili görüşümü de bu vesileyle sizlerle paylaşmış oldum.
Soru : Efendim, gerçi sabah sorulduğunda cevap vermek istemediniz ama, ben şansımı tekrar denemek istiyorum. Belge konusu. Günlerdir Türkiye Genelkurmay'dan çıktığı iddia edilen bu belgeyi tartışıyor. Sizin değerlendirmenizi sormak istiyorum. Bununla ilgili, tartışma şekliyle ilgili, bazı iddialar var, Hükümetle Genelkurmay'ın karşı karşıya…
Sayın Cumhurbaşkanımız : Bütün bunlarla ilgili biliyorsunuz hukuki süreç işliyor. Türkiye, her zaman tekrarlıyorum, şeffaf bir ülkedir. Bu şeffaflık içerisinde bir yanlış varsa, hukuk yoluyla ortaya çıkar bunlar. Ve gereği yapılır.
Türkiye'de bunları kasıtlı yapanlar varsa, yanlış olduğu için o da ortaya çıkar. Onlarla ilgili de gereken yapılır. Ama Türkiye'de hiçbir şey artık gizli kalmaz. Bununla ilgili gayet titiz bir şekilde bütün hukuki yollar çalışmaktadır. Bununla ilgili adliye teşkilatı -hem askeri hem sivil- üzerlerine düşeni yapmaktadırlar, görüyorsunuz.
Onun için, bizim bir taraftan da Türkiye'nin esas büyük gündemlerini ihmal etmememiz gerekir. Ülkenin diğer esas büyük gündemi, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının güçlü bir şekilde devam etmesi, Türkiye'de reformların güçlü bir şekilde sürmesi, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili çalışmaların güçlü bir şekilde yapılması, Türkiye'nin demokratik standartlarını topyekun yükseltmesi. Bu olurken, birçok problemler zaten Türkiye içerisinde kendiliğinden de çözülecektir.
O açıdan şu anda bununla ilgili savcılar ve hukuk yolları gereğini zaten yapmaktadır. Herkesin onu takip etmesini isterim. Bunları şüphesiz ki biz de kendi aramızda konuşuyoruz. Benim söyleyeceğim şey, Türkiye'de hukuka güvenmek ve hukuk yollarının en iyi şekilde çalışmasına da herkesin yardımcı olmasını temin etmek gerekir.