732. Türk Dil Bayramı Törenlerinde Yaptıkları Konuşma

21.06.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sevgili Karamanlılar, Değerli Vatandaşlarım,
Her şeyden önce sizleri sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum ve hepinize iyi günler diliyorum.
Bugün, Karaman'ı ziyaret etmekten ve böyle güzel bir günde sizlerle beraber olmaktan gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Sizler de hatırlayacaksınız, daha önceki yıllarda da aranızda çeşitli vesilelerle bulundum. Ama bugün Cumhurbaşkanı olarak, Cumhurbaşkanınız olarak aranızda bulunmam ve sizlere hitap ediyor olmam, gerçekten benim için ayrı bir sevinç kaynağıdır.
Cumhurbaşkanı olarak Türkiyemizin güzel illerini ziyaret etmek için büyük gayret sarf ediyorum. Zaman zaman birçok illerimize gidiyorum. Genellikle o illere giderken, o şehirlerin özel günlerini tercih ediyorum. Bugün de Karaman'a gelirken, Karaman'da hep beraber kutladığımız Dil Bayramı'na rastlaması, ayrıca bu ziyaretimi daha da anlamlı yapmıştır.
Yine bugün Vilayeti, Belediyeyi, Üniversiteyi, bütün buraları ziyaret etme imkanı buldum. Bu gelişimde şunu da gördüm ki: Karaman giderek gelişmekte, güzelleşmekte ve zenginleşmektedir. Her gelişimde bu şehri biraz daha gelişiyor, güzelleşiyor görmekten de tabii ki ayrıca gurur duyuyorum. Emeği geçen herkesi burada tebrik ediyorum.
Değerli Vatandaşlarım, Sevgili Karamanlılar,
Bu şehri ziyaret ederken, bir şeyi de gördüm ve bundan büyük bir memnuniyet duydum. Bu şehirde, büyük bir birlik, beraberlik ve dayanışma gördüm. Siyasetçiler, -farklı farklı partilerden olabilir- Karaman söz konusu olduğunda, hepsinin el birliği içerisinde hareket ettiklerini gördüm, hepsini tebrik ediyorum. Yine kamu görevlilerinin Karaman için büyük bir dayanışma içerisinde, elbirliği içerisinde, omuz omuza, gece gündüz, "Sizlere nasıl hizmet ederiz" diye çalıştıklarını gördüm. Bundan da yine büyük bir memnuniyet duydum ve gurur duydum.
Değerli Karamanlılar,
Bugün niçin bu bayramı kutluyoruz? 732 yıl önce o günlere şöyle gidecek olursak, tarihimizi şöyle bir düşünecek olursak, Selçuklu İmparatorluğu'nun artık yavaş yavaş dağıldığı ve Anadolu'da birçok Türk beyliklerinin olduğu, küçük küçük devletlerin olduğu bir dönem. O dönemde Karaman çok güçlü ve Karamanoğlu Mehmet Bey de, o zamanın en güçlü Türk beylerinden, Türk soylarından. Ve bu çevrede de hukuku, düzeni kurmuş ve burada birçok eserler de kazandırılmış. Kaleden, birçok kültürel mirasa kadar. Bunların da bugün hep restore edildiğini, tekrar sizlerin hizmetine en iyi şekilde sunulduğunu görmekten de ayrıca memnun oluyorum. Bunu da bu şekilde ifade etmek isterim.
O zaman Karamanoğlu Mehmet Bey, geçmişini ve bütün soyunu düşünerek, biraz önce burada en güzel şekilde temsil edildiği gibi, "Madem ki bizim güzel bir dilimiz, Türkçemiz var, bundan sonra başka dilleri konuşmayalım. Bundan sonra her yerde, çarşıda, pazarda, mektepte, her yerde, kendi dilimizi konuşalım, güzel Türkçemizi konuşalım" diye o günkü devlet adamı olarak bu fermanı, burada yayınlamış. Belki böyle bir ferman yayınlanmasaydı, başka dillerin başına gelenler de Türkçe'nin başına gelebilirdi, bilemeyiz. Bunu ilim adamları konuşuyorlar, tartışıyorlar. Ama Türkçe zaten çok güçlü bir dil olduğu için bu söylenmiş. Ve çok güçlü bir dil olduğu için de herkesin kendisini ifade etme lisanı, dili haline gelmiş. Ve neticede Türkçe'nin bir ilim dili olduğu, bir kültür dili olduğu, Türkçenin, sadece Türklerin değil, bu çevrede yaşayan bütün insanların dili olduğu da ortaya çıkmış.
Bugüne gelecek olursak, bugün Türkiye'yi hep beraber daha güçlü yapmak, ülkemizi daha güçlü yapmak için her alanda çalışmamız gerekmektedir. Bunları başarabilmemiz için önce kendi dilimizi en güzel şekilde bilmeliyiz. Türkiye'de çok güzel şairlerin çıkması, çok güzel yazarların, ilim adamlarının çıkması, hatta bizlerin çok güzel başka dilleri öğrenebilmemiz için önce kendi dilimizi çok güzel bilmemiz ve konuşmamız gerekmektedir.
Kendi dilini çok güzel konuşmayan insanlar, ikinci bir dili, yabancı bir dili de çok güzel şekilde öğrenemezler. Bu bilimsel bir gerçektir. Onun için, okullarımız başta olmak üzere, hepimizin dilimizi güzel öğretmesi gerekir. Bugün Türkçe'yi bütün vatandaşlarımıza bile tam öğretemediğimiz, maalesef bir gerçektir. Onun için önce kendi dilimizi en güzel şekilde öğretme çabası içinde olmamız ve bunu başarıp bitirmemiz gerekmektedir.
Bu bağlamda, hemen şunu da söylemek isterim: Tabii ki Türkiye coğrafyası üzerindeki bütün kültürler, kültürler deyince, bunun altı olan bütün kültür mirasları, bunun içerisine farklı farklı diller de girebilir, bunun içerisine farklı farklı lehçeler de girebilir, bunlar da hepimizin mirasıdır. Dolayısıyla onlara da hep saygı duyarız. Onların da hepsini sahipleniriz. Ama herkesin önce Türkçe'yi en güzel şekilde konuşmasını muhakkak ki temin etmemiz gerekir.
Değerli Karamanlılar,
Şu bir gerçek ki, kendi kültürüne, kendi diline, saygı duymazsa insanlar, o zaman başkaları da size saygı duymazlar. Şüphesiz ki, farklı kültürlerle karşılaştığımızda, farklı lisanlarla karşılaştığımızda karşılıklı etkilenmeler olacaktır. Herkes birbirinden alacaktır, verecektir ve bu şekilde gelişecektir, dil de, medeniyetler de, kültürler de. Bunlara söyleyecek bir şeyimiz yok. Ama körü körüne başkalarını taklit etmeye başlarsak, o zaman tabii ki saygı duyulmaz kimseye. Onun için biraz önce burada yine bir temsil vardı, bir oyunu canlandırdılar. Ama ondan sonra da Sayın Belediye Başkanı'nın çok örnek olacak şekilde, burada bir esnafla beraber aldıkları ve uyguladıkları kararı gördük. Niçin Anadolumuzda, niçin şehirlerimizde, kendi güzel Türkçemizle ifade ettiğimiz bazı şeyleri, başka lisanlarla ifade etmeye çalışalım? Niçin burada başka insanların kullandığı kelimeleri, kendi dükkanlarımızın üstüne yazalım? Bu birazcık yapmacık oluyor açıkçası. Bu birazcık çok da basit taklit oluyor. Onun için bu konulara dikkat etmemiz gerekir. Bu konuda Sayın Belediye Başkanı da, o dükkanın sahibi de, onlar burada temsili bir örnek oldular ama, bunun anlamlı olduğu kanaatindeyim ve bütün Türkiye'de de eminim ki bu dikkate alınacaktır.
Yine şunu ifade ediyorum: Başkasından hiçbir şey almayacağız dersek, başkası da bizden hiçbir şey almaz o zaman. Bunu söylemek istemiyorum. Herkes birbirinden öğrenecektir. Yeri gelecektir, bu belki bir kelime olacaktır, yeri gelecektir teknoloji olacaktır, bunların hepsi normaldir. Ama bunların da bir tabii seyir içerisinde olması gerektiği kanaatindeyim.
Karaman'a gelmekten büyük bir memnuniyet duydum. Sizlerle beraber olmaktan gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çünkü daha önceki gelişlerimi de hatırladığımda, her gelişimde daima bana büyük bir sevgi muhabbet gösterdiniz. Bugün de aynısını görüyorum. Böyle bir Pazar günü sıcakta hepinizin buraya toplanmış olması, zaten bunun en güzel ifadesidir. Bundan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum.
El birliği içerisinde, ülkemizi, Türkiye'yi bu güzel ülkeyi, bu güzel şehirlerimizi, çok daha güzel yapacağız, çok daha ileriye götüreceğiz. Tekrar hepinize sevgiler sunuyorum, hepinize başarılar diliyorum, hepinizin geleceğinin aydınlık olmasını temenni ediyorum. Sağolun varolun.
Yazdır Paylaş Yukarı