Değerli Konuklar,
Çok Aziz Bitlisli Vatandaşlarım,
Bugün gerçekten mutluyum. Uzun yıllardan sonra Bitlis'i Cumhurbaşkanı olarak ziyaret ediyor olmaktan ve bunun, şehirde nasıl büyük bir heyecan yarattığını görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle herkese bir kez daha sevgilerimi muhabbetlerimi sunuyorum.
Bugün birçok güzel vesilelerle buradayız. Bir taraftan Bitlis'in kurtuluş yıldönümünü kutluyoruz, diğer taraftan çok güzel burada, okulların açılışına, üniversitelerin açılışına, çok güzel hizmetlerin sunulmasına şahit oluyoruz. Bütün bunlar çok güzel vesileler. Bundan dolayı gerçekten çok büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ve Cumhurbaşkanı olarak mümkün olduğu kadar illerimizi, özellikle Anadolu'nun küçük illerini ziyaret etmeyi, -büyük iller çok daha sık ziyaret ediliyor, çeşitli fırsatlar oluyor- oraları da yakından görmeyi çok arzu ediyorum. Bugün işte bunlardan birisi gerçekleşiyor.
Bitlis, tarih olarak çok kadim bir şehir. Birçok medeniyetlerin gelip geçtiği bir şehir. Anadolu'nun bize ebedi olarak yurt olmasının kapılarını açan mekanlar buralar. Çok tarihi anlamı var, Türk tarihi içerisinde. Selçuklulardan tutun da, birçok Türk boyları, gelmiş geçmiş ve büyük medeniyetlere hep şahitlik yapmış. Ama dünyanın değişimi, zamanın değişik değişik cazibeleri ortaya çıkartması, bazen şehirlerimizi küçültüyor, bazen büyütüyor, bazen öne çıkarıyor. Bunları anlayışla karşılamak gerekir. Ama hizmetlerin de aksamaması için o şehrin insanlarının en modern, en insana yakışır şekilde yaşayabilmeleri için de hizmetleri eksiltmemek gerekiyor.
Bitlis'e son 2002 yılında gelmiştim. Açıkça burada bir kez daha ifade etmek isterim: 2002 yılında geldiğim ve gördüğüm Bitlis ile bugün gördüğüm Bitlis arasında çok büyük fark var. Bu yol, bu yolun her iki tarafındaki güzel binalar, okullar, tesisler, bunların hepsi, geleceğin Bitlis'te çok daha güzel olacağını gösteriyor.
Şüphesiz ki devlet, kamu hizmetleri, Türkiye'nin dört bir yanına gidecektir ve imkanlar nispetinde de güzel işler yapılmaktadır. Ama bugün burada şahit olduğumuz şey, ayrıca heyecan vermektedir. Bu şehrin yetiştirdiği, bu şehre sığmayıp büyük şehirlere giden, oralara da sığmayıp, Türkiye'nin dışında da kendilerini gösteren, büyüklüklerini ispatlayan çok değerli müteşebbisler, yatırımcılar, iş adamları çıkmıştır Bitlis'te. Ve sevindirici olan şey şudur ki: Bu iş adamları doğdukları yeri unutmamışlardır.
İşte Cemil Özgür Bey, bugün bu okulu yaptırarak, doğduğu şehre olan borcunu ödüyor. Aslında Cemil bey çok maruf bir kişi, sadece Bitlis'te değil, birçok şehrimizde, birçok yerde çok güzel hizmetleri vardır. Şimdi şöyle düşünüyorum, kendisi 70 sene önce buradan ayrılmış ama Bitlisliliğini, aslını unutmamış. Ne kadar gurur duyulacak bir şey.
Şimdi dönüp, buraya gelip yerleşmek mümkün değil. Çocuklar, aile, işler, ekonomik faaliyetlerin çapı, düşündüğünüzde gerçekçi değil. Ama bir taraftan da doğduğu yerlere olan bağlılık, hissiyat, daima her insanda vardır. İnsani bir duygudur. İşte bunu bu şekilde gerçekleştiriyor ve buraya yaptığı bu okullarla ve diğer yolda gördüğüm yine aileden başka fertlerin yaptırdığı diğer sosyal hizmetlerle, başka tesislerle, topraklarına doğduğu yerlere olan borçlarını ödüyorlar.
Kendilerini huzurunuzda tebrik ediyorum. Tabii ki çok değerli eşleri Muzaffer Hanım'ı, çocuklarını, bütün aile fertlerini. Bu desteği vermeseler, aynı şekilde sahiplenmeseler, bu işler kolay olmaz. O bakımdan bütün aileyi tebrik ediyorum.
Ve Bitlis'te çok gurur duyduğum bir şeyi de bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum: Hayır işlerinde bir yarışı gördüm burada. İşte buradan ayrılacağız biraz sonra, Ahmet Bey'in, Eren ailesinin Bitlis'e hediyelerinin seremonilerinde hep beraber bulunacağız, açılışlarını yapacağız, temellerini atacağız. Bunun gibi daha birçok aile, birçok güzel isim, Bitlisliler, şehirlerine bağlılıklarını gösteriyorlar ve hayır işinde bir yarış halindeler. Ne mutlu, bazıları başka şeylerde yarışır ama, ülkesine, milletine, çocuklarına, hayır için yarışanlara da ne kadar mutlu.
Bizler hepimiz, çok takdir ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti takdir ediyor. Bunun için yeri geldiğinde, açıkça resmen, ödüllendirerek gösteriyor ki, Cemil Bey bunlara mazhar da olmuştur.
O açıdan bu güzel faaliyetlerin başka illerimize, başka şehirlerimize de örnek olmasını istiyorum. Ve eminim ki, bunlar örnek oluyor ve bunların sayısı çoğalıyor. Bunlar gönüllü faaliyetlerdir. Bunlar zorla yapılan işler değildir. Mecburi yapılan işler değildir. Bunlar artık insanların gönlünden gelen ve kazançlarının bir kısmını ayırarak harcadıkları faaliyetlerdir.
Şunu da anlamak gerekir: Belli bir ekonomik boyuta ulaştıktan sonra, artık o kuruluşlar, işletmeler, fabrikalar, işyerleri, sadece aileye ait değildir. Artık o bütün kamuya aitmiş gibi bir duygu çıkar ortaya. Onun içindir ki işte Türkiye vergi rekortmeni olmuş olan çok değerli bir iş adamımız, yatırımcımız, bu tip faaliyetleri daima öncelikli olarak görüyor. Ve seve seve bütün ailesiyle birlikte bu hizmetleri yapıyorlar.
Kendilerini tekrar tebrik ediyorum, bütün ailelerini tebrik ediyorum. Bitlislileri tebrik ediyorum. Sizler de sahip çıkıyorsunuz. Vakfınız ne kadar güzel bir hizmet, bu şekilde yeni yeni müteşebbisler, iş adamları aranıza katılıyordur. Bunlara ön ayak olan herkesi tebrik ediyorum. Atılan taşlar, kurulan temeller üzerinde ne güzel hizmetlerin yükseldiğini görmekten de hepimiz mutluluk duyuyoruz.
Tekrar tebrik ediyorum. Hayırlı olsun, sağolun varolun.