Aziz şehitlerimizin eşleri, anneleri, babaları, yakınları ve çok saygıdeğer gazilerimiz, hepinize önce hoş geldiniz diyorum.
Sizleri eşimle beraber Çankaya'da, Cumhurbaşkanlığı'nda, bir Ramazan akşamı iftarda misafir etmekten, ağırlamaktan büyük bir onur duyuyorum.
İnanın ki bu salonda, yerli yabancı, çok misafirlerimiz oldu. Burada çok yemekler verdik ama bütün kalbimden gelen samimiyetle size şunu ifade etmek isterim ki bütün bu misafirler içerisinde en değerli olanlar sizlersiniz.
Çünkü sizler; çocuklarınızı, eşlerinizi, yakınlarınızı, en sevdiklerinizi, bu vatan için, bu millet için feda ettiniz. Hepsinin ruhu şad olsun.
Şüphesiz ki hepimiz, bütün şehitlerimizin arkasından çok üzüldük, çok ağladık. Sizler merasimlerde gözyaşlarınızı bazen dışa akıttınız, bazen içe akıttınız. Bizler de mümkün olduğu kadar katıldığımız bütün şehit cenazelerimizde inanın ki bütün acılarımızı hep içimize akıttık. Ama şüphesiz ki ateş hep düştüğü yeri yakıyor. Sizlerin acısı çok daha ayrıdır.
Acıları yenilemek istemiyorum ama sizleri de doğrusu böyle bir günde, bu devletin, bu milletin en yüce makamına davet ederek, herkese şunu göstermek istiyorum ki şehitlerimiz ve gazilerimize bizim en çok saygı duymamız gerekir. Onların geride bıraktıkları ve gazilerimiz, her türlü hizmeti yapmamız gereken en değerli vatandaşlarımızdır. Bu işareti bütün valilere, bütün devlet görevlilerine, herkese göstermek istiyorum ki herkes sizlere her türlü ihtimamı göstersin.
Sizler bir devlet görevlisinin kapısını çaldığınızda bütün kapılar sizlerin önünde açılmalı, hepsi sizin önünüzde hürmetle eğilmeli ve size her türlü kolaylık, her türlü hizmet sonuna kadar yapılmalı, bunu göstermek istiyorum.
İki senedir Cumhurbaşkanı olarak burada bu geleneği de yaptım. Bugün üçüncü kez şehit ailelerimiz ve gazilerimizle beraber oluyoruz.
Bütün arzumuz şudur: Sizlere yenileri eklenmesin. Yeni acılar duyulmasın. Bunun için hepimiz, herkes çok büyük gayret içerisinde. Bugünlerde kafa karıştırıcı bazı şeyler var, sizler de eminim ki görüyorsunuz dinliyorsunuz, inanın bunların bazılarına ben de çok üzülüyorum. Ama devletinizden emin olun. Devletiniz hiçbir zaman yanlış bir iş yapmaz. Hele hele şehitlerimizin acısını, gazilerimizin fedakarlığını asla unutmaz. Bütün gayretler sizlere yenilerini eklememek için. Arzu ediyorum ki bu son olsun. Bir daha ki Ramazana, Allah kısmet ederse, davet edeceğim yeni şehit ailesi olmasın. Bütün arzumuz bu. Bütün çalışmalarımız da hep bu yönde. Bundan emin olabilirsiniz.
Şimdi şu salonda görüyorsunuz, Türkiye'nin dört bir yanından değerli şehit aileleri, gazilerimiz var, İzmir'den, Edirne'den, Diyarbakır'dan, Şırnak'tan, Muş'tan, Erzurum'dan, Samsun'dan, Türkiye'nin her tarafından, Yozgat'tan, Bursa'dan, her yerden var. Bu memleket hepimizin. Aramızda kökümüzü sorarsanız, benim işte Türk, benim işte konuşmam Kürttür diye hepsi var ama hepimiz bu memleketin çocuklarıyız, bu memleketin sahipleriyiz. Bu memlekette çocuklarının önünü açmak, bu memlekette acıları dindirmek ve herkesi mutlu, mesut yapmak için hepimizin uğraşması lazım.
Belki bazılarınızın sıkıntıları olabilir, problemleri olabilir. Arzu ederdim ki hepinizin masasında olayım ama işte görüyorsunuz, masalarımızın sayısı bu kadar çok olunca bu mümkün olmuyor. Onun için hepinizin masasında, benim şimdi bir temsilcim var. Sizden ricam şu; ne olursa olsun, herhangi bir sorun olabilir, herhangi bir arzunuz olabilir, herhangi bir düşünceniz olabilir, benim masalarınızdaki temsilcilerime onları söyleyin veya vereceğiniz herhangi bir zarf, mektup olabilir. Onları hiç çekinmeden hepsine verin. Ve ben bunların hepsini takip edeceğim, bunların hepsini muhakkak ki yerine getireceğiz ve sizlere de haber vereceğiz.
Bu mübarek günü daha çok uzatmak istemiyorum. Herhalde, anlaşılan iftar da oldu. Tekrar hepinize hoş geldiniz diyorum, sefa getirdiniz. Gittiğiniz yerlere selam götürün. Hepinizin acısını bir kez daha paylaşıyorum. Ve bir kez daha hepinize burada söylüyorum ki gözünüz arkada kalmasın, devletinizden ne talebiniz olursa bunları bilelim. Ben teke tek takip ederim. Arkadaşlarım teke tek takip eder. Bunları bilin.
Tekrar hoş geldiniz, sefa getirdiniz, hepinize afiyet olsun.