Saygıdeğer Misafirler,
Değerli Hemşehrilerim,
Dün akşamdan beri Kayseri'de sizlerin bazılarıyla biraraya geliyorum ve dünden bu yana gerçekten gurur duyduğumuz, kıvanç duyduğumuz, büyük mutluluklar duyduğumuz faaliyetlere, güzelliklere şahit oluyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız burada gayet güzel bir şekilde anlattı, özetledi. Bugün her ne kadar 3. Hayırseverler Toplantısı deniyorsa da, aslında bu çok eski tarihlere gitmekte ve o günden bu yana Kayseri bütün Türkiye'ye, hatta dışarıdan gelen Türkiye'yi gezenlere örnek olacak bir hareket içerisinde. Başka bir şehirde buna gerçekten rastlayamazsınız.
İnsanların, kazandıklarının bir kısmını ayırıp, gönüllü olarak, kendi arzularıyla şehirlerine hizmet için ayırmaları; bu sadece Kayseri'de var ve bu güzel faaliyetler, başka şehirlere de örnek olmaya başladı. Bundan büyük bir kıvanç duyuyorum. Çünkü her yerde anlatılıyor; "Üniversiteler, hastaneler, diğer sosyal faaliyetler; bunların hepsinde Kayseri kamu kaynaklarının dışında nasıl gönüllü olarak diğer kaynakları harekete geçiriyor." Bu, şüphesiz ki sizler sayesinde oluyor. Ama buradan şu hakkı da vermemiz gerekir ki: "Marifet, iltifata tâbidir." sözü gereği sizleri harekete geçiren, sizleri sahiplenen, bu onuru sizlere, açıkçası hepimize yaşatan, Kayseri'yi yöneten yöneticilerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, rektörler, geçmişten günümüze kadar görev yapan rektörlerdir. Onlar düşünüp bazılarınızın kapılarını çaldı. Aranızdan bazıları onların koluna girdi ve bu ivme başladı.
Bu hareket başlayınca herkes birbirini örnek almaya başladı ve bu kervana her geçen gün yenileri ekleniyor. Bu gerçekten çok örnek bir hareket tarzı, çok kıvanç verici bir hareket.
Bugün Erciyes Üniversitesi'nin ve yeni vakıf üniversitesinin -Melikşah- akademik yıllarının açılışını yaptım. Orada da söyledim. Başka illere gittiğimde veya başka üniversitelere gittiğimde o üniversitelerin de açılışını yapıyorum, o kadar. Ama burada açılışını yaptıktan sonra esas faaliyet başlıyor. "Kim, hangi fakülte binasını yapmış veyahut da kim yeni hangi laboratuvarı, üniversite hastanesinin hangi bölümünü yapacak?", bunları konuşuyoruz. Yapanları takdir ediyoruz, onlara sembolik bazı armağanlar veriyoruz ki, bunlar sizlersiniz. Şimdi gördüğüm sizlersiniz.
Erciyes Üniversitesi'nden yeni vakıf üniversitesine gittim, hayretler içinde kaldım. Geçen sene kurulan bir üniversitenin bu şekilde binalarının, en güzel şekilde, süratlice yapılacağını ve eğitim yılına başlayacağını doğrusu tahmin edemezdim. Ama orada da gördüm ki yine sizler "Devlet gelsin, kamu kaynakları gelsin, buraya şunu yapsın." demeden binaları en güzel şekilde yapmışsınız. Ayrıca bir yarış şeklinde adeta. Hem güzel hem kaliteli.
Bunların bütün Türkiye'ye örnek olmasını çok istiyorum. Beni ziyarete gelen illerimize bunları anlatıyorum. Bazen ben söylemeden onlar kendileri anlatıyorlar. Memnuniyetle görüyorum ki, birkaç ilimiz bu örnek davranışları kendileri de yapmaya başladılar yavaş yavaş. İnanıyorum ki, o da çok hareketlenecek ve sonunda onlar da büyük boyutlara ulaşacaktır.
Eğitim konusunda, sağlık konusunda, spor konusunda, diğer sosyal faaliyetlerde bu şehrin bu canlılığı gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Şu anda üç tane üniversite kuruldu. Biri zaten Erciyes Üniversitesi, diğer üniversite de bugün açılışını yaptığımız Melikşah Üniversitesi. O da eğitim yılına başladı. En kısa süre içerisinde Nuh Naci Yazgan Üniversitesi'nin de faaliyete, -kanunu çıktı, üniversite kuruldu- eğitime geçmesini bekliyoruz ve bunun için hep beraber, herkes muhakkak ki büyük gayret sarf edecek ve bunu takip eden yeni muhakkak ki üniversiteler olacaktır.
Kayseri'nin Anadolu'nun ortasında, bu şekilde bir bilim merkezi olması, bir kültür merkezi olması, bir eğitim merkezi olması çok önemlidir. Buradan ışıklar yayılacak her tarafa, buradan aydınlanma yayılacak her tarafa. Nasıl vaktiyle Mehmet Özhaseki Bey'in, Büyükşehir Belediye Başkanımızın söylediği gibi; "Geçmişte atalarımız yaptıysa, bugün bizler de yapacağız." ve bu oluyor da. Bunlarda sizlerin katkısı çok büyüktür. Hepinize bundan dolayı şükranlarımı ve minnet duygularımızı ifade etmek istiyorum.
Aramızda bugün olmayan, hayatta olmayan çok değerli hemşehrilerimiz oldu. Onların hepsini rahmetle anıyorum. Aramızda olamayan, gelemeyenler var; onların da tabii yaptıkları bu güzel eserleri yine takdirle anıyoruz.
Çok sevindiğim bir husus da şu: Bu işleri genellikle ailenin büyükleri yapar ve ondan sonraki nesiller pek devam etmezdi. Ama Kayseri'de gördüğüm ve gerçekten çok gurur duyduğum bir şey, ikinci ve üçüncü jenerasyona da bu alışkanlık, bu hasret taşınmış vaziyette. Artık dedeler, babalar değil; onların oğulları bu güzel hayır işlerini yapıyorlar ve onda yarışıyorlar. Bugün Erciyes Üniversitesi'nde bunun örneklerini gördüm. Hastane temelleri atarken çok değerli hemşehrilerimizin çocuklarının nasıl heyecanlı olduğunu gördüm. Bu da şu kanaati veriyor ki: Bu işler yarıda kalmayacak, giderek nesilden nesile aktarılarak ileriye doğru taşınacaktır. Bunlar hepimizin iftihar ettiği şeylerdir.
Bazılarımız Kayseri'den uzaktayız. Bu şekilde Kayseri'yle de irtibatımız bağlanıyor. Memleket hasretini İstanbul'da, Ankara'da, başka yerde çekenler, bu şekilde isimlerini, ailelerini memleketlerinde yaşatıyorlar.
Yine çok mutlu olduğum bir şey; sadece Kayseri'de değil, Türkiye'nin dört bir yanında bu faaliyetler devam ediyor. Biraz önce hem Süleyman Bey hem Hacı Bey örneklerini verdi ama, aranızda hep burada gördüğüm, tanıdığım birçok değerli hemşehrilerimiz var ki, onlar da Türkiye'nin dört bir yanında aynı bu faaliyetleri yapıyorlar. Yani şunu söylemek istiyorum: Hemşehricilik yapmıyorsunuz. Bu da çok takdirle karşıladığımız bir büyüklüktür. Hiç ayırt etmeden bu ülkenin, Türkiye'nin dört bir köşesi de sizindir, bizimdir ve bize eşittir. Hepsine de borcumuz vardır; Hakkâri'den Edirne'ye kadar, Trabzon'dan Mersin'e, Adana'ya kadar ve yeri geldiğinde nerede ihtiyaç varsa buralara da koşulmaktadır. Hatta gerektiğinde yurtdışına çıkılmaktadır. Bunların hepsinin şahidiyim. Bütün bunlardan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Dünden bugüne yaşadıklarımız aslında belki çoğumuz için alışkanlıktır ama, buna rağmen yine heyecan vericidir. Aramıza yeni katılanlar, gelenler, bu faaliyetleri görenler, inanıyorum ki bu heyecanı çok daha fazla duyacaklardır ve duymaktadırlar. Ben emeği geçen herkese, hepinize tekrar çok çok teşekkür ediyorum.
Sizleri yönlendiren -yani bu faaliyetleri organize eden anlamında diyorum- başta Büyükşehir Belediye Başkanımıza, rektörlerimize, -ki rektörlerin sayısı giderek çoğalmaktadır- bu şehrin çok değerli siyasetçilerine, çok değerli iş adamlarına; hepsine çok çok teşekkür ediyorum.
Şunu da ifade ederek bitirmek istiyorum: Bir şehirde, bir ilde eğer beraber çalışma iklimi varsa, o ilde çok güzel şeyler oluyor. Bu çalışma iklimini oluşturacak insanların sayısı çok fazla değildir. Bunların sayısı iki elin parmakları kadardır. Devletimizi temsil eden insanlar, halkın temsilcileri, siyasetçiler, üniversitelerin başındakiler, sizler gibi değerli sanayiciler, iş adamları, önde gelenler; bunlar beraber çalışabilme kabiliyetini gösterdiklerinde, partileri, siyasi düşünceleri ne olursa olsun, hiç ayrım yapmadan, kendi şehirleri söz konusu olduğunda, beraber çalışma iklimini oluşturduklarında o şehirlerde çok güzel şeyler olmaktadır, çok büyük başarılar elde edilmektedir. Ama bazen görüyorum ve üzülüyorum; çok küçük şehirlerimiz var. Yönetimi daha kolay olmasına rağmen siyasetçiler arasında bir çalışma ortamı yok, şehrin yöneticileri arasında iyi bir harmoni söz konusu değil. O zaman bir bakıyorsunuz o illerde başarılar da maalesef söz konusu olmuyor. Bu açıdan da Kayseri örnek bir şehir.
Enerjiler birleşince sinerji oluyor ve daha büyük iş ortaya çıkıyor. İşte o, bu ilde gerçekleşiyor. Ümit ederim ki, bu örnek tüm illerimize yayılır ve bütün illerimizde güzel başarıları hep beraber görürüz.
Tekrar hepinize teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum. Sizin yaptığınız bu güzellikleri daima anacağız, daima takdir edeceğiz ve daima şükranla zikredeceğiz.
Teşekkürler, iyi akşamlar.