Ürdün DİSİ İçme Suyu Projesi Başlatma Töreni'nde Yaptıkları Konuşma
02.12.2009
Sayın Başbakan,
Değerli Bakanlar,
Değerli Milletvekilleri,
Türkiye'nin ve Ürdün'ün Değerli İş Adamları,
Sizlerin de yakından takip ettiğiniz gibi dünden bugüne, değerli dostum, Majeste Kral Abdullah'ın misafiri olarak, Ürdün'de bulunuyoruz. Bu süre içerisinde, gerek şahsıma, gerek benimle birlikte gelen arkadaşlarıma gösterilen misafirperverlik için, herkese bir kez daha çok teşekkür etmek istiyorum.
Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkileri daha da ileriye taşımak, daha da güçlendirmek için, siyasi iradelerimizi her fırsatta tekrarlıyoruz. Dün bunu bir kez daha Sayın Majeste Kral ile tekrarladık. Sayın Başbakan ile yaptığımız toplantılarda, bunların nasıl gerçekleşeceğini bir kez daha gözden geçirdik ve büyük bir memnuniyetle şunu ifade etmek istiyorum ki: Sadece siyasi alanlarda değil, her alanda; ekonomik alanda, tarımla ilgili konularda, savunma sanayii ile ilgili konularda, kültür konularında, Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkileri en üst seviyeye taşımak için kararlı bir şekilde çalışmalara devam ediyoruz. İnanıyorum ki, bundan halklarımız, büyük bir mutluluk duymaktadırlar. Çünkü başarı, onlar için büyük bir kıvanç kaynağı olacaktır.
Bu ziyaretim esnasında Ürdün'ün çok önem verdiği büyük bir projenin, su projesinin bir Türk firması, GAMA Şirketi tarafından gerçekleştiriliyor olmasından ve projenin başlangıcıyla ilgili bu merasime katılmaktan da gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her şeyden önce Ürdün Hükümetine burada teşekkür etmek istiyorum, Türkiye'nin seçkin firmalarından GAMA'ya gösterdiği güvenden dolayı. Bu proje söz konusu olduğunda, firmamız buna müracaat ettiğinde, ben de o zaman firmamızın bu işi en iyi şekilde başarabileceğiyle ilgili daima referans oldum. Ve bunları, Ürdün Hükümeti daima dikkate aldı.
Şüphesiz ki böyle bir kriz ortamında, dünyanın büyük bir finansal kriz içerisinde bulunduğu ortamda, 1 milyar doların üzerindeki bir projeyi gerçekleştiriyor olmak, onunla ilgili finansmanı temin edebilmek, şu kriz geçsin de ondan sonra işlerimize başlayalım demeden, bu kriz döneminde de iş yapılabileceğini göstermek, gerçekten büyük bir iştir.
İnanıyorum ki başarıyla, süresinde bu işler tamamlanacaktır. Tabiî ayrıca bu projenin yap-işlet ve devret şeklinde olması da ayrıca çok dikkat çekici bir unsurdur. Sadece parayı alıp, yapıp teslim etmek, o daha kolay bir iştir. Sorumluluk, üstüne almak, işletmek ve belli bir noktaya getirdikten sonra da bunu devredebilmektedir. Bu bakımdan da bu projenin çok dikkatli bir şekilde takip edileceğine inanıyorum. Ve inanıyorum ki günler hızlı bir şekilde gelip geçecektir. Hem Ürdün hem de Türkiye bu projeyi müşterek gerçekleştirdiklerinden dolayı büyük bir kıvanç duyacaklardır.
Değerli Konuklar,
Türkiye ile Ürdün her sahada iş birliği yapacak derken, bu işbirliği alanımızı suyla ilgili konularda da tabiî çok genişletmek istiyoruz. Su, aslında hayat demektir. Su, aslında her şeyin başlangıcıdır. Ama maalesef su kıttır. Herkes Türkiye'yi su bakımından çok zengin zanneder ama, kendi açımızdan değerlendirdiğimizde, biz de yine su fazlası olan ülkeler sınıfına girmiyoruz. Bizim de hep suya ihtiyacımız vardır. Ama bütün bunlara rağmen, bu bölgeyi bir havza gibi hep düşünüyoruz. Ve su konusunda en iyi şekilde işbirliği yapmaya da hep hazır olduğumuzu, bütün komşularımız başta olmak üzere, bütün bölgemizle de paylaşıyoruz. Özellikle suyun yönetimi, suyun idaresi, barajlar yapıldığında, bu barajlarda toplanan suların düzenli bir şekilde, bütün çevremizde birlikte değerlendirilmesi konularına çok önem veriyoruz.
Ayrıca bir zamanlar çok önem verdiğimiz ama, daha sonra biraz rafa kaldırdığımız bir projeyi de tekrar canlandırmak gerektiği kanaatindeyim. Bunu dün Sayın Başbakanla da, Sayın Kralla da paylaştım. Bizim "Barış Suyu Projesi" dediğimiz ve Türkiye'nin Akdeniz'e boşalan nehirleriyle ilgili projelerdir. Akdeniz'e boşalan nehirlerimizin bugünkü modern sistemlerle bu bölgeye taşınması ve bütün bunların bölgeye faydalı olması mümkündür diye inanıyoruz. Bunlarla ilgili ilk fizibilite çalışmaları yapıldığında, bunların mümkün olduğunu gördük. Ama bunun üzerinde daha çok çalışmamız gerekir. Bu veyahut da diğer bütün konular üzerinde daha çok çalışılması gerektiği kanaatindeyim. Bu konularla tabiî ki ilgili bakanlıklar, enerji bakanlıkları, su bakanlıkları, devletlerimizin görevlileri buna bakacaklardır. Ama buradan, Türkiye'nin ve Ürdün'ün büyük şirketlerine de seslenmek istiyorum. Sizler de bu konularla ilgili çalışmalarınızı yapın. Çünkü sizlerde çok değerli uzmanlar var, çok değerli mühendisleri hepiniz çalıştırıyorsunuz, istihdam ediyorsunuz. Bu konulara sizler de bakın. Bunların olabilirliğine sizler de inandığınızda, bunlarla bizlere gelin. Sadece biz size gelmeyelim, sizler de bize gelin. İş dünyası da, mühendislik firmaları da, büyük şirketler de, bu projelerle hükümetlere gelsinler ve bunları hep beraber gerçekleştirelim.
Unutmayalım ki su ihtiyacı giderek daha çok hissedilecektir. Bir damla su, çok daha kıymetli hale gelecektir. Bundan dolayı suyla ilgili yapılacak her türlü yatırımın değerli olduğu kanaatindeyim.
Mart ayında İstanbul'da toplanan 5. Dünya Su Forumu'nda da bunlar enine boyuna tartışıldı, hatırlayacaksınız. Dünyanın her bir tarafından, Ürdün'den de hep değerli uzmanlar katıldılar bu toplantılara. Ve orada da tekrar ilan edildi ve herkesin dikkati çekildi ki, su önümüzdeki yılların en önemli konularından birisi olacaktır. Suyun sadece paylaşımı değil, suyun kullanımı, suların harcanmadan, israf edilmeden değerlendirilmesi veyahut da uzakta olan suların ihtiyaç içindeki bölgelere nakli gibi birçok konu dünyanın gündemine çok daha fazla oturacaktır. Bugün iklim değişikliği konusu tartışılırken, bunun aslında bir parçası da suyla ilgili konulardır.
Değerli Katılımcılar,
Bir kez daha bu projenin başarıyla bitmesini temenni ediyorum. Bu projeyi üstlenen şirketimizi tebrik ediyorum. Ürdün Hükümetine, başta Majesteleri olmak üzere, Sayın Başbakan'a, Sayın Bakan'a ve bütün Ürdünlü yöneticilere, onlara da çok teşekkür ediyorum, Türk firmalarına gösterdikleri ilgiden ve güvenden dolayı. Burada şüphesiz ki sorumluluklarımız artık müşterektir. Bunun bilinci içerisinde hepimiz el birliği içerisinde çalışacağız. Ve bu işlerin hızlı bir şekilde tamamlanması için de ne gerekirse bunlar hep beraber yapılacaktır. Allah yardımcınız olsun ve mahcup etmesin. Tekrar tebrik ediyorum.
Değerli Bakanlar,
Değerli Milletvekilleri,
Türkiye'nin ve Ürdün'ün Değerli İş Adamları,
Sizlerin de yakından takip ettiğiniz gibi dünden bugüne, değerli dostum, Majeste Kral Abdullah'ın misafiri olarak, Ürdün'de bulunuyoruz. Bu süre içerisinde, gerek şahsıma, gerek benimle birlikte gelen arkadaşlarıma gösterilen misafirperverlik için, herkese bir kez daha çok teşekkür etmek istiyorum.
Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkileri daha da ileriye taşımak, daha da güçlendirmek için, siyasi iradelerimizi her fırsatta tekrarlıyoruz. Dün bunu bir kez daha Sayın Majeste Kral ile tekrarladık. Sayın Başbakan ile yaptığımız toplantılarda, bunların nasıl gerçekleşeceğini bir kez daha gözden geçirdik ve büyük bir memnuniyetle şunu ifade etmek istiyorum ki: Sadece siyasi alanlarda değil, her alanda; ekonomik alanda, tarımla ilgili konularda, savunma sanayii ile ilgili konularda, kültür konularında, Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkileri en üst seviyeye taşımak için kararlı bir şekilde çalışmalara devam ediyoruz. İnanıyorum ki, bundan halklarımız, büyük bir mutluluk duymaktadırlar. Çünkü başarı, onlar için büyük bir kıvanç kaynağı olacaktır.
Bu ziyaretim esnasında Ürdün'ün çok önem verdiği büyük bir projenin, su projesinin bir Türk firması, GAMA Şirketi tarafından gerçekleştiriliyor olmasından ve projenin başlangıcıyla ilgili bu merasime katılmaktan da gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her şeyden önce Ürdün Hükümetine burada teşekkür etmek istiyorum, Türkiye'nin seçkin firmalarından GAMA'ya gösterdiği güvenden dolayı. Bu proje söz konusu olduğunda, firmamız buna müracaat ettiğinde, ben de o zaman firmamızın bu işi en iyi şekilde başarabileceğiyle ilgili daima referans oldum. Ve bunları, Ürdün Hükümeti daima dikkate aldı.
Şüphesiz ki böyle bir kriz ortamında, dünyanın büyük bir finansal kriz içerisinde bulunduğu ortamda, 1 milyar doların üzerindeki bir projeyi gerçekleştiriyor olmak, onunla ilgili finansmanı temin edebilmek, şu kriz geçsin de ondan sonra işlerimize başlayalım demeden, bu kriz döneminde de iş yapılabileceğini göstermek, gerçekten büyük bir iştir.
İnanıyorum ki başarıyla, süresinde bu işler tamamlanacaktır. Tabiî ayrıca bu projenin yap-işlet ve devret şeklinde olması da ayrıca çok dikkat çekici bir unsurdur. Sadece parayı alıp, yapıp teslim etmek, o daha kolay bir iştir. Sorumluluk, üstüne almak, işletmek ve belli bir noktaya getirdikten sonra da bunu devredebilmektedir. Bu bakımdan da bu projenin çok dikkatli bir şekilde takip edileceğine inanıyorum. Ve inanıyorum ki günler hızlı bir şekilde gelip geçecektir. Hem Ürdün hem de Türkiye bu projeyi müşterek gerçekleştirdiklerinden dolayı büyük bir kıvanç duyacaklardır.
Değerli Konuklar,
Türkiye ile Ürdün her sahada iş birliği yapacak derken, bu işbirliği alanımızı suyla ilgili konularda da tabiî çok genişletmek istiyoruz. Su, aslında hayat demektir. Su, aslında her şeyin başlangıcıdır. Ama maalesef su kıttır. Herkes Türkiye'yi su bakımından çok zengin zanneder ama, kendi açımızdan değerlendirdiğimizde, biz de yine su fazlası olan ülkeler sınıfına girmiyoruz. Bizim de hep suya ihtiyacımız vardır. Ama bütün bunlara rağmen, bu bölgeyi bir havza gibi hep düşünüyoruz. Ve su konusunda en iyi şekilde işbirliği yapmaya da hep hazır olduğumuzu, bütün komşularımız başta olmak üzere, bütün bölgemizle de paylaşıyoruz. Özellikle suyun yönetimi, suyun idaresi, barajlar yapıldığında, bu barajlarda toplanan suların düzenli bir şekilde, bütün çevremizde birlikte değerlendirilmesi konularına çok önem veriyoruz.
Ayrıca bir zamanlar çok önem verdiğimiz ama, daha sonra biraz rafa kaldırdığımız bir projeyi de tekrar canlandırmak gerektiği kanaatindeyim. Bunu dün Sayın Başbakanla da, Sayın Kralla da paylaştım. Bizim "Barış Suyu Projesi" dediğimiz ve Türkiye'nin Akdeniz'e boşalan nehirleriyle ilgili projelerdir. Akdeniz'e boşalan nehirlerimizin bugünkü modern sistemlerle bu bölgeye taşınması ve bütün bunların bölgeye faydalı olması mümkündür diye inanıyoruz. Bunlarla ilgili ilk fizibilite çalışmaları yapıldığında, bunların mümkün olduğunu gördük. Ama bunun üzerinde daha çok çalışmamız gerekir. Bu veyahut da diğer bütün konular üzerinde daha çok çalışılması gerektiği kanaatindeyim. Bu konularla tabiî ki ilgili bakanlıklar, enerji bakanlıkları, su bakanlıkları, devletlerimizin görevlileri buna bakacaklardır. Ama buradan, Türkiye'nin ve Ürdün'ün büyük şirketlerine de seslenmek istiyorum. Sizler de bu konularla ilgili çalışmalarınızı yapın. Çünkü sizlerde çok değerli uzmanlar var, çok değerli mühendisleri hepiniz çalıştırıyorsunuz, istihdam ediyorsunuz. Bu konulara sizler de bakın. Bunların olabilirliğine sizler de inandığınızda, bunlarla bizlere gelin. Sadece biz size gelmeyelim, sizler de bize gelin. İş dünyası da, mühendislik firmaları da, büyük şirketler de, bu projelerle hükümetlere gelsinler ve bunları hep beraber gerçekleştirelim.
Unutmayalım ki su ihtiyacı giderek daha çok hissedilecektir. Bir damla su, çok daha kıymetli hale gelecektir. Bundan dolayı suyla ilgili yapılacak her türlü yatırımın değerli olduğu kanaatindeyim.
Mart ayında İstanbul'da toplanan 5. Dünya Su Forumu'nda da bunlar enine boyuna tartışıldı, hatırlayacaksınız. Dünyanın her bir tarafından, Ürdün'den de hep değerli uzmanlar katıldılar bu toplantılara. Ve orada da tekrar ilan edildi ve herkesin dikkati çekildi ki, su önümüzdeki yılların en önemli konularından birisi olacaktır. Suyun sadece paylaşımı değil, suyun kullanımı, suların harcanmadan, israf edilmeden değerlendirilmesi veyahut da uzakta olan suların ihtiyaç içindeki bölgelere nakli gibi birçok konu dünyanın gündemine çok daha fazla oturacaktır. Bugün iklim değişikliği konusu tartışılırken, bunun aslında bir parçası da suyla ilgili konulardır.
Değerli Katılımcılar,
Bir kez daha bu projenin başarıyla bitmesini temenni ediyorum. Bu projeyi üstlenen şirketimizi tebrik ediyorum. Ürdün Hükümetine, başta Majesteleri olmak üzere, Sayın Başbakan'a, Sayın Bakan'a ve bütün Ürdünlü yöneticilere, onlara da çok teşekkür ediyorum, Türk firmalarına gösterdikleri ilgiden ve güvenden dolayı. Burada şüphesiz ki sorumluluklarımız artık müşterektir. Bunun bilinci içerisinde hepimiz el birliği içerisinde çalışacağız. Ve bu işlerin hızlı bir şekilde tamamlanması için de ne gerekirse bunlar hep beraber yapılacaktır. Allah yardımcınız olsun ve mahcup etmesin. Tekrar tebrik ediyorum.
