Değerli Misafirler,
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde bulunmak büyük bizlere bir mutluluk vermektedir. Biraz önce açılışını, daha doğrusu, kurdeleyi kesişimde söylediğim sözleri tekrarlamak isterim.
Yunus Emre Kültür Merkezi gibi bir oluşuma, Türkiye'nin çok ihtiyacı vardı. Türkiye gibi, çok büyük tarihi olan, köklü bir kültürü olan ve bu kültürü kendi hinterlandında çok etkin olan bir ülkenin böyle bir araca ihtiyacı vardı. Bunun noksanlığını hep çekiyorduk. Bunlar genellikle Dışişleri Bakanlığı'nın bünyesinde, büyükelçiliklerimiz vasıtasıyla, kültür faaliyetleri şeklinde yapılıyordu ama, tabii ki çok yeterli olmuyordu.
Türkçe dersleri açılıyordu, kurslar veriliyordu, bunlar çok sınırlı kalıyordu. Bugün memnuniyetle görüyorum ki, bu müşterek arzumuz hayata geçti. Kanununu bir süre önce çıkartmıştık, şimdi artık uygulaması da gerçekleşti. Bugün ikincisini burada Arnavutluk'ta açmış olduk. İlki Saraybosna'da açıldı.
Saraybosna'daki kültür merkezini de biliyorum. O kültür merkezinin yeri, konumu, her şeyi gerçekten çok iyi. İnanıyorum ki çok büyük ilgi görüyordur. Biraz önce sayın Başkandan da dinledik, şimdi sırada açılması gereken yerler var. Bunları hiç zaman kaybetmeden gerçekleştirmemiz gerekir. Her yerde çok büyük ilgi vardır. Burada da eminim ki çok büyük ilgi olacaktır.
Biraz önce binanın en üst katını gezerken sınıf doluydu, her yaştan insan vardı. Her meslekten insanlar vardı, çok gurur verici gerçekten. Biliyorum, büyükelçiliklerimiz bünyesinde açılan Türkçe kurslarına o kadar çok talep olur ki, yetişilemez bunlara. Şam'da mesela, yetişmek mümkün değil. Kahire'de yetişmek mümkün değil. Aynı şekilde Berlin'de tabii ki en iyi şekilde bu faaliyetleri yapma ortamı vardır.
Büyük başkentlerde muhakkak Yunus Emre Kültür Merkezlerinin en iyi şekilde faaliyet göstermesi gerekir. Bu faaliyetleri gösterirken üniversiteler başta olmak üzere, diğer kurumlardan faydalanmanız gerekir. Tabii ki kültür merkezlerinde bilim adamlarından, kültür insanlarından, basın kuruluşlarından, bunların hepsinden de faydalanmanızın çok önemli olduğu kanaatindeyim. Bunlar, Türkiye'nin esas görünmez gücüdür. Yani kültür mirasını canlı tutmak, Türkiye'nin en büyük gücüdür. Çok ülkede yoktur. Bizim bunun kıymetini bilmemiz lazım; geçmişimizin, tarihimizin. Bugünkü modern dünyada, en modern yöntemlerle artık bu faaliyetleri yapmamız ve dayanışmamızı, kültürümüzü yaymayı en iyi şekilde gerçekleştirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Yunus Emre Kültür Merkezlerinin bu yolda çok büyük işler yapacağını ve Türkiye'ye, Türk kültürüne, çok büyük hizmetlerde bulunacağına inanıyorum. Ve kısa süre içerisinde de dünyada çok prestijli bir kurum haline gelecektir. Nasıl Türkiye'nin TİKA isimli bir kurumu, kısa süre içerisinde çok büyük bir saygınlık oluşturduysa dünyada, Yunus Emre Kültür Merkezlerinin de aynı şekilde, kısa süre içerisinde bu büyük saygınlığı oluşturacağına inanıyorum.
Tekrar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum, tebrik ediyorum.