"Sayın Konuklar,
Değerli İş Adamları,
Sözlerime hepinize hayırlı sabahlar dileyerek başlamak istiyorum.
Kuveyt'in ve Türkiye'nin müşahit iş adamlarını, ticaret ve sanayi odası başkanlarını, Sayın Devlet Bakanını, değerli hanımefendileri görüyorum. Herkesi sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli dostum, kardeşim Kuveyt Emiri El Sabah'ın davetine icabet etmek üzere dünden beri Kuveyt'te bulunuyoruz. Geldiğimiz andan itibaren gerek şahsıma, gerek heyetime büyük bir misafirperverlik ve büyük bir kardeşlik gösterilmektedir. Bundan dolayı başta değerli dostum Emir olmak üzere bütün Kuveytli yetkililere teşekkür etmek istiyorum. Büyük bir heyetle geldik. Heyetimizde değerli Bakanımızın yanında milletvekillerimiz, Türkiye'nin çok seçkin iş adamları, onların başkanları, yine Türkiye'nin değerli gazetecileri, yazarları ve bölgeyle ilgilenen bilim adamları, üniversite hocaları vardır. Hepimiz gerçekten burada kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Bunu sözlerimin başında ifade etmek istiyorum.
Yine memnuniyetle görüyorum ki; Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkiler her bakımdan giderek daha güçlenmekte ve daha perçinlenmektedir. Aslında Türkiye ile bütün Körfez Ülkeleri arasındaki ilişkiler son yıllarda olağanüstü bir şekilde gelişmektedir. Bu, tesadüfî bir ilişki değildir. Bu, bizim tarafımızdan gayet bilinçli bir şekilde yürütülen bir politikadır. Aynı şekilde Körfez'deki bütün ülkelerin değerli başkanları, kardeşlerim ve yöneticileri de aynı şekilde Türkiye'ye karşı büyük bir dostluk, sevgi beslemekte ve Türkiye ile olan ilişkilerini güçlendirmek için onlar da büyük bir gayret sarf etmektedir. İşte her iki tarafın ortaya koyduğu bu bilinç ve bu yakınlaşma, beraber olma, işbirliği yapma ve dayanışma gösterme iradesi, en üst seviyedeki ziyaretlerle de iyice teyit edilmektedir. Benim değerli dostum, kardeşim Emir El Sabah'la yaptığımız görüşmelerde, Sayın Başbakanla, bakanlarla yaptığımız görüşmelerde; bütün bu konuları ele alıp tekrar gözden geçirdik ve ilişkilerimizin her alanda gelişmesinden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı paylaştık. Bunun çok önemli olduğu kanaatindeyim. Bu ziyaretim, her iki ülke arasındaki protokol seviyesinde bir ziyaretin ötesindedir. Bu ziyaretler çok samimi, çok kalpten ve gerçekten önemli ziyaretlerdir.
Siyasi alanda Türkiye ile Kuveyt arasında işbirliği her konuda devam etmekte, her yerde birbirimizi desteklemekteyiz. Güvenlik alanları çok önemlidir. Siz iş adamları, yatırımcılar; bunun en çok farkındasınızdır. Bir bölgede istikrar, güven her şeyin başında gelmektedir. Bütün bölgemizde istikrarın temini, güvenliğin temini açısından da Türkiye ile Körfez Ülkelerinin yan yana olması, beraber çalışması; bunun da çok anlamlı olduğu kanaatindeyim. Buna çok önem veriyoruz. Çünkü bölgenizde çok büyük maalesef üzücü olaylar olmuştur ve hep bölge kaybetmiştir, bölgenin insanları kaybetmiştir. Bütün bunlardan ders çıkartılarak istikrara, güvenliğe çok önem vermek gerekmektedir. Komşularla en iyi ilişkileri kurmak, Türkiye'nin en öncelikli politikalarından birisidir. Her ülke kendi içerisinde huzurunu temin ederken, komşularıyla da gayet iyi ilişki içerisinde olmalıdır. Bunu da özelikle belirtmek istiyorum.
Değerli İş Adamları,
Bunları söyledikten sonra şimdi biraz ekonomik konulara girmek istiyorum ve siz iş adamlarına seslenmek istiyorum. Çünkü şimdiye kadar söylediğim şeyler, ekonomiden de önce gelen konulardır. Eğer iki ülke arasında samimi bir dostluk, dayanışma, siyasi konularda ortak görüş olmasa, sizin işbirliği alanınız da dar olur. Ama eğer iki ülke arasında çok samimi bir işbirliği var, iki ülkenin liderleri çok güçlü bir şekilde beraberliklerini ilan ediyorlar ve sizleri teşvik ediyorlarsa, o zaman tabii ki işbirliği imkânı da sizler için çok olacaktır. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim ki: Sizlerin önünü açmak için, sizlerin daha çok karşılıklı iş yapabilmeniz için hukuki ve ekonomik anlaşmaların imzalanması veya başka ifadeyle ilişkilerin altyapısının hazırlanması da yine hükümetlere düşmektedir. Bunların hepsi tamamlanmıştır. İnşallah kısa süre içerisinde Körfez İşbirliği Teşkilatı'yla Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması da imzalanınca, artık sizin işleriniz çok daha kolay olacaktır.
Şimdi, tekrar sizlere dönüyorum ve sizlere hitap ediyorum. Türkiye ile Kuveyt arasında iş yapma potansiyeli çok büyüktür. Bu, çok çeşitli alanlarda gerçekleşebilir. Önce isterseniz Kuveytli yatırımcılar ve dostlarımız için Türkiye'deki potansiyelden bahsedeyim, sonra bizim iş adamlarımız için buradaki potansiyelden bahsedeyim. Çünkü bu işin iki ayağı vardır. Biri Türkiye ile ilgili, biri burayla ilgilidir. Türkiye'yle ilgili ayağı, sizi yakından ilgilendirir. Çünkü sizler geliri çok olan bir ülkesiniz. Geliriniz çok olunca, tabii ki bu geliri en iyi şekilde değerlendirmeniz gerekir ve kendi ülkeniz buna fayda etmez, dışarıda değerlendirmeniz gerekiyor büyük bir miktarını da. Onun için yatırım alanları, gelir potansiyeli olan, büyüme potansiyeli olan ama, aynı zamanda da riskli olmayan ülkeler arayacaksınız. Uzun süredir, şimdiye kadar belki Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa gibi ülkeleri daha çok yatırım alanı seçtiniz ama, herhalde dünyadaki son olaylar herkese, hepimize hep ders verdi. Yumurtaları aynı küfeye koymak doğru değil. Onun için daha çeşitlendirmek lazım. İşte bu çeşitliliğin içerisinde Türkiye'nin de önemli bir küfe, yatırım yapılacak yer olduğunu sizlere söylemek isterim. Önce, Türkiye ekonomik potansiyeli itibariyle büyük bir ülke; dünyanın 15. büyük ekonomisiyiz, Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisiyiz. 750 milyar dolar gayrisafi milli hâsılamız var, 330 milyar dolar dış ticaret hacmimiz var, 70 milyon nüfusumuz var ve ihracatının yüzde 90'ı sanayi ürünleri olan bir ülkeyiz. Genç ve eğitimli bir nüfusumuz var. Bunu şunun için söylüyorum: Türkiye'nin büyüme potansiyeli hâlâ çok büyüktür. Türkiye, Avrupa Birliği'yle 15 senedir Gümrük Birliği içerisinde. Yani 15 senedir Almanya'yla, Fransa'yla, İngiltere'yle Türkiye arasında gümrük duvarı yok. Bizim iş adamlarımız kendilerine güveniyorlar; "İngiliz, Fransız, İtalyan'la rekabet edebiliriz. Sen bana sat, ben de sana satarım" diyorlar. Bunları, tekrar söylüyorum; biliyorsunuz ama, Türkiye'yi tekrar tanıtmak için söylüyorum.
Türkiye, özellikle son 7-8 sene içerisinde yaptığı köklü ekonomik ve hukuk reformlarıyla, riskleri yatırımcılar için minimize etmiştir. İşte dünya, büyük bir ekonomik krizin içinden geçiyor. Neredeyse Körfez Ülkeleri hariç dünyanın her tarafında finans sektörü sallantı içerisinde, büyük kayıplar görüyor. Geçen sene Türkiye'deki bankacılık sektörü yüzde 30 kâr ilan etti. Dünyanın en sağlam bankacılık, finans sektörü olarak kendisini görüyor. Türkiye, uluslararası kredi kuruluşları tarafından kredi notu artırılan, üst üste artırılan ve herkesin dikkatini çeken bir ülke oldu. Tabii ki global kriz herkesi etkiledi, Türkiye'nin büyümesini de etkiledi. Ama Türkiye'de hiçbir banka sarsıntı geçirmedi ve Türkiye önümüzdeki yıl Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ülkesi olarak Avrupa Birliği, OECD tarafından da ilan edildi. Bugün Avrupa "Krizden sonra bazı reformları yapmamız gerekir" diye konuşurken ki bankacılık reformu, sosyal güvenlik reformu, sağlık reformu gibi, Türkiye bütün bunları, geçen 5-6 sene içerisinde tamamladı ve bitirdi. Bundan dolayı, sağlam bir gemi var Türkiye'de. Dalgalanan denizde, sağlam bir gemi olarak dalgalanıyor. Bize o dalga da dışarıdan geliyor, bizden kaynaklanmıyor. Eminim ki bütün bu söylediklerim, hissiyat ama, büyüme potansiyeli büyük olan bir resmi, gözünüzün önüne getiriyor. Onun için Türkiye'deki yatırımlarınızı arttırabilirsiniz. Sizler, tabii ki daha iyi biliyorsunuz. Bunun farkında olduğu için hükümetiniz, Türkiye'yi yatırım yapılabilecek, en önde gelen ülkelerden birisi olarak ilan etti. Ve bunun da neticeleri, son birkaç sene içerisinde alınıyor ve Türkiye'de çok büyük Kuveyt yatırımları söz konusu. Bundan biz de büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ama uzun senedir Türkiye'de başarıyla faaliyet gösteren Kuveyt'in yatırımcıları da var. Kuveyt Financial House bunlardan birisi. Gerçekten faaliyetleriyle biz de büyük bir mutluluk duyuyoruz. Alanları genişletmek gerekir.
Biraz önce Sanayi ve Ticaret Odası Başkanımız, Türkiye'deki turizm potansiyelinden bahsetti. Bu global krizden dolayı, dünyanın bütün ülkelerinde turizm geriledi. Sadece Türkiye'de turizm geçen seneye göre, bu sene ilerledi. Yani sadece Türkiye var ki turist sayısı artış gösterdi, gerilemedi. Turizm sektörü büyük bir alan, finans sektörü büyük bir alan. Finans sektörünün çok çeşitleri vardır tabii. Birçok enstrümanlarla piyasa girebilirsiniz. Sadece banka sahibi olmak değil, büyük projeleri finanse etmek. Hükümet bununla ilgili birçok yeni kanunlar çıkarttı. Bütün bunları sizlerin yakinen öğrenmenizi arzu ederim.
Kuveyt açısından baktığımızda da Türk iş adamları için, burada tabii büyük imkanlar var. Bunlar, sizlerle beraber de gerçekleştirilebilir.
Uzun vadede daha büyük miktar ama, kısa vadede 5 yıl için 160 milyar dolarlık bir programı zaten açıkladınız. Bunu dün değerli dostum, Emir de Sayın Başbakan da, bakanlar da, hepsi de bu konuda Türk iş adamlarının daha faal olmalarını, burada kendilerinin önlerinin daima açık olduğunu ve ne kadar çok iş yaparlarsa o kadar memnun olacaklarını söylediler. Türk iş adamları da, burada sadece inşaat ile ilgilenmemeli. Tedarik sektörü başta olmak üzere, bütün sektörlerle ilgilenmesi gerekir. Bunu, tek başınıza yapabileceğiniz gibi, beraber ortaklıklarla da yapabilirsiniz. Üçüncü ülkelere de gidebilirsiniz. Bunun için birbirinizi çok daha yakın tanımanız, birbirinizin faaliyetlerinden çok daha fazla haberdar olmanız ve bir araya gelip, beraber çalışma imkanlarını değerlendirmeniz gerekiyor.
Kuveyt Sanayi ve Ticaret Odası, Kuveyt ekonomisinde etkili bir oda bunu biliyorum. Bizim Sanayi ve Ticaret Odamız da aynı şekilde, Türkiye'de çok etkilidir. Birbirini tanıyan değerli büyük iş adamları da vardır. Daha çok oturun, konuşun ve bu potansiyeli daha çok değerlendirin. Türkiye ile sadece Kuveyt arasında değil, bütün Körfez ve Körfez'in dışındaki ülkelerde de beraber işler yapabilirsiniz. Bunu gerçekten biliyorum ve buna inanıyorum. Bunun potansiyeli var. Potansiyel olmasa boşuna uğraşmaya gerek yok. Bazen bizde bir söz var, hani bu söz sizde de vardır, "Olmayacak duaya niye amin diyorsun?" derler. Öyle değil mi, olacak iş bunlar. Birazcık gayret gerekiyor, birazcık çaba gerekiyor. Neticede de karşılıklı çıkar var ortada. Karşılıklı büyük kazanç var ortada. Bu potansiyel var. Bunu değerlendirmek için sizleri daha çok çalışmaya davet ediyoruz. Onun için ben buradayım. Sizlerle beraberim. İstanbul'da yaptığımız toplantıda değerli dostumuz Emir, Türk iş adamlarıyla bulundu. Sizler de hatırlayacaksınız orada çağrı yaptı. Ben de bugün burada bunu tekrarlıyorum. Herhangi bir şekilde engelle karşılaşırsanız, herhangi bir şekilde bir sıkıntı olursa, bizler her zaman bunları çözmek için hazırız. Bunu da bilin.
Yolunuz açık olsun. Sizin başarılarınızla hem Kuveyt hem Türkiye muhakkak ki mutluluk duyacaktır, gurur duyacaktır. Sizin başarılarınız bizlerin başarısı olacaktır. Hepinize tekrar başarılar diliyorum ve hepinizi sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum."