Değerli Konuklar,
Aziz Şehitlerimizin Eşleri, Anneleri, Babaları, Çocukları ve Çok Saygıdeğer Gazilerimiz,
Öncelikle hepinize hoş geldiniz diyorum. Hepinizi sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerle böyle anlamlı bir törende bir araya gelmekten, değerli komutanlarımız, bakanlarımız hep beraber büyük bir gurur duyuyoruz ve şeref duyuyoruz.
Çankaya Köşk'ünde hepimiz için büyük değer taşıyan bir töreni bugün gerçekleştiriyoruz. Biraz önce de ifade edildiği gibi, vilayetlerimizde, illerimizde de valilerin başkanlığında aynı buna benzer törenler yapılıyor. Ama Ankara'daki töreni biz burada yaparak bütün kamuya, bütün devlet organlarına ve bütün vatandaşlarımıza şunu gösteriyoruz ki: Şehitlerimiz, gazilerimiz bizim başımızın üstündedir. Onları hep beraber sahiplenmeliyiz ve onlar bize emanettir. Kanunumuz şöyle söylüyor; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çıkarttığı kanun; "Gösterdikleri sorumluluk ve görev anlayışı içinde feragat ve fedakârlık dolu çalışmalarıyla malûl ve şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü mensuplarından malûl olan kişilerle, şehit olanların mirasçılarına Devlet Övünç Madalyası tevcih edilir." diyor.
İşte sizler, ebediyete intikal etmiş olan şehitlerimizin anneleri, babaları, eşleri, çocukları ve gazilerimiz olarak bu övünç madalyalarına layık görülen kişilersiniz. Bugün vatan için, milletimiz için canlarını ortaya koyan değerli insanların ve onların ailelerinin ve hepimizin tabii ki, gurur günüdür.
Konuşmalarımda daima ifade ediyorum; şehitlik ve gazilik, Türk milleti için ulaşılabilecek en yüce makamdır. Zaten bunun bilinci içinde olunmasa, bu acıya hiç kimse dayanamaz. Ama ne mutlu ki sizler bu bilinç, bu şuur içindesiniz ve onun için acılarınızı içinize gömüyorsunuz ve buna dayanabiliyorsunuz.
Vatanın birlik ve bütünlüğünün korunması, ülkenin her köşesinde huzur ve güvenliğin sağlanması için hayatlarını feda eden tüm kahramanlarımıza sonsuz şükran duyuyoruz, onlarla daima iftihar ediyoruz. Onlar gönüllerde ölümsüzleşen cesaret, fedakârlık ve feragat timsali kişilerdir.
Aziz Şehitlerimizin Saygıdeğer Yakınları ve Çok Saygıdeğer Gazilerimiz, Biliyorum ki sizler bugün gururu ve hüznü birlikte yaşıyorsunuz. "Vatan sağ olsun" diyerek bu ülke için, bu millet için en büyük fedakârlığı gösteriyorsunuz. En acı gününüzde "Vatan sağ olsun!" diyerek kimseye fırsat vermiyorsunuz. Vatan sevgisini gösteriyorsunuz. Bu, çok yüce bir iştir. Bunu söyleyebilmek kolay değildir ama, sizler bunu gözünüzü kırpmadan, ilk defa acı haberleri alınca bunu söylüyorsunuz. Biraz önce söylediğim gibi; şehitliğin, gaziliğin ne anlama geldiğini bildiğiniz için bunu söyleyen kişilersiniz. Onun için sizlere olan bizim şükran duygumuz gerçekten sonsuzdur.
Zaman geldi, gözyaşlarınızı içinize akıttınız. Sabrınızla, metanetinizle örnek oldunuz. Başı dik bir şekilde durmasını bildiniz. Bu asil davranışınızla milletimizin büyüklüğünü, değerlerinin sağlamlığını daima gösterdiniz ve kimseye fırsat vermediniz. Yine hepimiz biliyoruz ki; içinde bulunduğunuz hisleri anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Millet olarak sizlerle aynı duyguları yaşıyoruz. Gururunuza ortak oluyoruz, üzüntünüzü paylaşıyoruz, acınızı yüreğimizde hissediyoruz. Acınızı biraz olsun hafifletebilirsek, ne mutlu bizlere.
Şehitlerimiz için düzenlenen cenaze törenlerinden bazılarına -Ankara'da olanların- genellikle hep beraber; buradaki bütün komutanlarımız, bakanlarımız, ben burada olduğum süre içerisinde hep katıldık. Orada sizlerle beraber belki gözyaşlarımızı açıkça akıtmadık ama, hepimiz içimize akıttık. Hepimiz, Türk milleti olarak; merasimlerde bulunanlar, bulunmayanlar, herkes bu acıyı hissetti. Ama bu büyük bir görev olduğu için, vatanın birliği ve bütünlüğü için yapıldığı için de aynı zamanda tabii ki sizlerle beraber gurur duyduk.
Değerli Konuklar,
Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum: Türk milleti, şehitlerinin ve gazilerinin değerini bilir, bunu asla unutmaz. Ve şu yine bir gerçektir ki: Hangi mahallede bir şehit ve gazimiz varsa, hangi ilimizde, hangi köyümüzde bir şehit ve gazimiz varsa, o beldenin, o mahallenin en değerli insanıdır. Bütün devlet kurumları, bütün halkımız onları el üstünde tutacaktır. Şunu unutmayın: "Ateş düştüğü yerde kalır." anlayışı, bu ülkede geçerli olmayacaktır. Bizler daima sizlerin takipçisiyiz. Devletimiz sizleri garip ve yalnız bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Silahlı Kuvvetler, Emniyet Teşkilatımız, daima sizlerle ilgili konuları yakından takip etmektedir ve herhangi bir sorununuz olursa, herhangi bir ihtiyacınız olursa da, tereddütsüz bir şekilde, hangi kapıyı çalarsanız, sizler daima baş tacı edileceksinizdir. Bugün bu yaptığımız merasimler aslında bunun en iyi göstergesidir ve bütün halkımıza ve bütün devlet görevlilerine de işarettir ki, "Davranışlarınız böyle olacaktır." Gazilerimizi ve şehitlerimizi bu şekilde sahipleneceğiz ve onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız, garip hissettirmeyeceğiz. Eminim ki bunu hissediyorsunuzdur.
Acılarınız acılarımızdır. Sizinle beraber olmak, sizlerle ilgilenmek, sizlerle övünmek; hepimiz için büyük bir onurdur ve şereftir. Bugün vereceğimiz bu madalyalar aslında semboliktir, küçüktür. Lütfen bunları kabul ederken, bunları bütün devletimizin ve milletimizin sizi sahiplendiğinin bir işareti olarak kabul edin. Ve bu vesileyle şunu da ifade etmek isterim ki: Şüphesiz ki terörle mücadelede, terörü bitirene kadar kararlılıkla ne gerekirse bu yapılacaktır ve bundan dolayı da devletinize güvenin. Bu irademizde hiçbir sarsılma söz konusu değildir. Terörle mücadelenin bütün yöntemlerini kullanarak terörü bitirmek için bütün gücümüzü seferber ediyoruz ve inanıyorum ki, gün gelecek Türkiye bu beladan kurtulacaktır. Türkiye'nin geleceği çok daha parlak olacaktır, çok daha iyi olacaktır.
Bu duygularla, bir kez daha hayatını kaybeden, ebediyete intikal eden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize, kahramanlarımıza şükranlarımı bir kez daha devletim, milletim adına ifade ediyorum ve sizi, hepinizi saygıyla selamlıyorum.