Sayın Cumhurbaşkanımızın 81 İl Valisine verdikleri öğle yemeğinde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
"Sayın Bakan, Sayın Valiler, Değerli Konuklar,
Milletimizin huzur ve güvenlik içinde yaşaması için üstün bir gayretle çalışan, ülkemizin gelişip kalkınarak bugünlere ulaşmasında büyük emeği bulunan valilerimizle yeniden bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Hepinize hoş geldiniz diyorum. Anadolu'nun dört bir yanından güzellikleri, haberleri getiriyor ve oradaki halkımızı burada bir nevi temsil ediyorsunuz. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Hem büyükelçilerimiz hem valilerimiz, görev yaptıkları yerlerde devleti, dolayısıyla devletin başı olarak Cumhurbaşkanı'nı temsil etmektedirler. Hükümetin temsilcisisiniz ve aynı zamanda ayrı ayrı her bakanın da orada mümessilisiniz. Dolayısıyla bu kadar büyük bir yetkiniz var ve temsil kabiliyetiniz var.
Cumhurbaşkanı olarak büyükelçilerimizle olduğu gibi, valilerimizle de yılda bir kez yemekte bir araya geliyorum. Böylelikle bizler sizlere desteğimizi ifade ederken, görüşlerimizi paylaşma, tavsiyelerimizi yapma ve aynı zamanda sizin getirdiğiniz haberleri ve tecrübelerinizi de dinleme fırsatını buluyoruz.
Bu uygulamayı devlet katında güzel bir gelenek olarak görüyorum ve bunun devlet çarkımızın işlemesine güzel bir katkısı olduğuna inanıyorum. Bu bakımdan her yıl Ocak ayında yaptığımız bu toplantıyı gerçekten çok takdir ediyorum ve derli toplu bir şekilde Türkiye'nin değerlendirilmesine fırsat verdiği kanaatindeyim.
İllerimizde devleti ve hükümeti temsil eden Valiler, gerek Anayasa gerek kanunlarımız çerçevesinde birçok önemli görev üstlenmişlerdir. Bu görevlerin yürütülmesi hususunda da çok geniş yetkilere sahipsiniz.
Bu bakımdan mülki idari amirliği mesleğinin en üst seviyesi olan valilik görevinde bir nevi büyük bir yönetici olarak bulunuyorsunuz ve her şey bulunduğunuz illerde sizlerin sorumluluğunuz altında.
Şüphesiz ki her ilimizin kendine has şartları vardır. Kimi illerimiz turizmde, kimi illerimiz cazip yatırım imkânlarında, kimi illerimiz çok büyük kültürel zenginliğiyle öne çıkıyor. Bazı illerimiz terörle maalesef daha çok anılıyor. İşsizlik, bazı illerimizde çok daha büyük bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla her ilin çok önemli olan çeşitli öncelikleri var.
Devletin yöneticileri olarak bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için gayret göstermek, illerin dinamiklerini ve potansiyelini harekete geçirmek amacıyla çalışmalar yürütmek, sizlerin öncelikli görevlerinden biridir.
İllerimizin kalkınması, vatandaşların kamu hizmetlerinden memnuniyetinin yükselmesi, demokratik standartların en ileri seviyeye taşınması, halkın refah ve mutluluğunun artması konularında tüm valilerimize büyük roller düşmektedir.
Sizler bulunduğunuz illerde devlet mekanizmasıyla özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu da sağlamakla görevlisiniz.
Bunu yaparken büyük bir orkestranın şefi gibi hareket etmelisiniz. Çeşitli konuşmalarımda sürekli vurguluyorum, bu vesileyle bir kez daha altını çizmek istediğim şey şudur; Bir ilde eğer başarı varsa, güzel işler gerçekleştiriliyorsa, sorunlar merkeze taşınmadan yerinde çözülebiliyorsa, bu, o ilin önde gelenleri arasında sağlanan ahenkten ve birliktelikten kaynaklanmaktadır.
Bu gücü harekete geçirecek ve uyumu sağlayacak olan sizlersiniz. Bu nedenle bulunduğunuz illerde üstlendiğiniz kamu görevini yerine getirirken, topluma da liderlik yapmalı ve yol gösterici olmalısınız.
Başta eğitim, sağlık, tarım ve kırsal kalkınma, kültür ve turizm olmak üzere bütün alanlarda yürütülen program ve faaliyetlerin başarısı için, siz yöneticiler tarafından titizlikle takip edilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Şunu unutmayalım ki, alınan kararlar titizlikle takip edilmediği süre içerisinde, onların çoğu neticeye ulaşmaz. Dolayısıyla yönetimde, özellikle de kamu yönetimindeki biraz vurdumduymazlığı düşündüğümüzde; takip, her şeyin başında gelmektedir. Başarının başında gelen birinci unsur da takiptir.
Hayırseverlerce yaptırılan başta eğitim ve sağlık alanında olmak üzere her türlü yatırımı teşvik ediniz. İnsanlar takdir edildiğini anlarsa, yenilerini yaparlar. Daima marifetin iltifata tâbi olduğunu unutmayalım. İnsanları onurlandırmak lâzım. İnsanları onurlandıracaksınız ki, onlar yenilerini yapsınlar ve heyecanları pörsümesin. Görev yaptığınız şehirlere daha çok yatırım çekilmesine, başka bir ifadeyle illerimizin bir yatırım merkezi, bir cazibe merkezi haline dönüştürülmesi konusuna sizlerin öncülük etmesi gerekmektedir.
Değerli Valiler,
Burada özellikle altını çiziyorum. Hepimizin birinci önceliği aslında, halkımızın hayat standardını, hayat seviyesini yükseltmektir. Bunun da yolu, ekonomik kalkınmadan, sosyal kalkınmadan, tabii ki kültürel derinlikten ve kalkınmaktan geçmektedir. Onun için, valilerimiz çok geniş bir görev anlayışı içerisinde hareket etmelidirler. Eski dönem anlayışı çok değişti. Bazı ülkeleri ziyaret ettiğimde, oralarda valileri sanki bir şirketin sahibi, sanki bir şirketin CEO'su, yönetim kurulu başkanı gibi görüyorum. Türkiye'de de özellikle bazı illerimiz var ki, bu illerimizde birinci önceliğin o illerin kalkındırılması olması gerekiyor. Onun için, gayretlerinizin, çalışmalarınızın büyük bir kısmını o ilin ekonomik potansiyelini harekete geçirmek, o ildeki kalkınmayı hızlandırmak, yerli veya yabancı yatırımı o ile çekebilmek oluşturmalıdır. İllerinizin mukayeseli üstünlüğü neredeyse, bunu öne çıkartabilmeli ve bunu yatırımcılara tanıtabilmelisiniz. Şu bir gerçek ki: Birçok ilimizde bu görgüde ve bilgide yeteri kadar müteşebbis olmayabilir. Potansiyel olabilir ama, onu tanıtacak görgü ve bilgiye vakıf olmayabilirler. Bulunduğunuz -özellikle bazı iller için söylüyorum- illerin en görgülü, en vizyonlu insanları sizsiniz. Belediye başkanları yerel olduğu için, onlar da bu geniş görgü ve vizyona sahip olmayabilirler. O bakımdan size çok iş düşmektedir. Sorunumuz, en büyük sorunumuz, ekonomik kalkınmada yeterli noktaya hâlâ gelmeyişimizdir. İşsizliğin de sebebi budur, birçok problemin sebebi de buradan kaynaklanmaktadır. O açıdan bu konulara özellikle çok büyük vakit ayırmanızı ve önceliklerinizin içine almanızı burada tavsiye ediyorum. Son dönemde kurulan kalkınma ajanslarını, bu anlamda çok etkin bir şekilde kullanmanız gerekir. Kalkınma ajansları kurulurken, onların başına görevliler tayin edilirken, birinci aranan şart, onların çok geniş görgü, vizyon ve bilgi yeteneği olmasıdır. Genellikle bazen illerden tanıdık, bildik, kendi iline sahip çıkıp hemşerilik duygusuyla bu vizyona sahip olmayan insanlar önerilebilir. Aman buna çok dikkat edin! O, bir çıkmaz sokaktır. Bunu, illerinize geldiğimde bazı üniversitelerde görüyorum. Tamamen lokalleşmiş, taşralaşmış, yerelleşmiş eğer eğitim kurumları, üniversiteler varsa; bunun sebebi dışarıya çok açılmamış olmalarıdır. Bu, çok önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Onun için birinci tercih, bilgili, görgülü, vizyon sahibi insanlar gelecek ki; hizmet taşıyabilsinler.
Devletin bütün organları, tüm kamu kurumları sizin maiyetinizde çalışmaktadır. Dolayısıyla bir anlamda Türkiye'nin gelişmesi, her bakımdan ilerlemesi sizin çabalarınızla ve sorumluluğunuz altında olacaktır. Zaten devlet mekanizması iyi çalışıyorsa, bu, sizlerin sayesindedir. Kopukluk varsa da yine sorumluluk ta sizlere kadar ulaşır açıkçası.
Değerli Valiler,
Türkiye uzun yıllardan beri teröre karşı kararlı bir mücadele içerisindedir. Devlet olarak terörle mücadeleyi demokratik kazanımlardan, insan haklarından, hukukun üstünlüğünden taviz vermeden, her boyutta aralıksız devam ettiriyoruz.
Terörü tamamıyla sona erdirmek ve demokratik standartları yükseltmek konusunda sizlerin de katkısı şüphesiz ki çok büyük olacaktır.
Özellikle provokatif eylemlere ve terör örgütünün istismarına meydan vermemek için, halka karşı çok dikkatli ve sorumlu bir davranış içerisinde bulunurken, devletin şefkatli yüzünü en sıcak şekilde de göstermek gerektiğine inanıyorum.
Terörle mücadele edildiği bir dönemde ayrım yapılmaksızın herkesi kucaklamak, onlara el uzatmak, sorunlarına sahip çıkmak şüphesiz büyük önem arz etmektedir.
Böyle bir yaklaşım, vatandaşlarımızın aidiyet duygularını güçlendirerek, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirecektir. İllerinizde şayet varsa geçmişten gelen veya alışkanlık halinde vicdanlara ters düşen, bugünkü Türkiye'ye ters düşen herhangi bir uygulama, herhangi bir düzen; bunları kaldırmak, sizin inisiyatifinde çok süratli olmalıdır. Bakacaksınız, olabilir, eskiden gelen şeyler olabilir, uygun olmayan uygulamalar olmayabilir. Bunlar bugünkü modern Türkiye'ye de yakışmaz, ayrıca tabii ki vicdanlar da kabul etmez. Bu konudaki hassasiyetiniz de şüphesiz ki terörle mücadelede çok güç katacaktır.
Bu konu bağlamında bir hususa daha dikkat çekmekte yarar görüyorum: Devletin varlık nedeni vatandaşlarının huzur ve güvenliğinin sağlanmasıdır. Aynı şekilde devletin illerde temsilcisi olan valilerin de en önemli görevi, orada emniyet ve asayişin sağlanması, vatandaşların can ve mal güvenliğinin temin edilmesidir. Hatta bunun da ötesinde insanların ülkenin her köşesinde her türlü korkudan uzak ve yarınlarından emin bir şekilde yaşamalarını sağlamak da modern devletin görevlerindendir. Sadece terör örgütlerine karşı değil, yeri geldiğinde kanun tanımayan güç odakları varsa, bunlara da fırsat vermemek muhakkak ki yine sizin en önemli önceliklerinizdendir. Vatandaşımızın, kanun ve devletin dışında hiçbir güçten korkmaması lâzım. Devletten, kanundan korkma anlamında demiyorum bunu ama, güç olarak daha doğrusu tanımaması gerekir.
Bu görev yerine getirilirken, hukuk devleti ilkesinin gözetilmesi ve Anayasa ile teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklerin zedelenmemesi şüphesiz ki yine çok önemlidir.
Değerli Valiler,
Sizlerin de yakından bildiği gibi, millete hizmetin mükafatı, vatandaşlarımızın sevgisini ve takdirini kazanmaktır. Sizi esas tatmin edecek şey budur aslında. Milletimizin kendisine hizmet edenleri unutmayacağını ve daima sevgiyle ve saygıyla anacağını yine en iyi sizler bilirsiniz. Çünkü bu makama gelirken birçok yine önemli görevler yaptınız ve halkla yüz yüze olan görevlerde bulundunuz. Halkın takdirini kazanmak, sevgisini kazanmak, onların duasını almak, bu sizin için en büyük mükâfattır.
Vatandaşa hizmette sınır tanımayan bir anlayışla çalışacağınıza, halkımızın refah ve mutluluğu yolunda gereken her türlü fedakarlığı, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da göstereceğinize yürekten inanıyorum.
Bu buluşma vesilesiyle hayatlarını ülke hizmetine adamış bütün emekli meslektaşlarınızı da saygı ile şükranla selamlıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken; sizlerle beraber büyük sorumluluklar yüklenen, önemli sosyal sorumluluk projelerinde gayet faal olan ve sizlerin başarınızda en büyük katkısı olan eşlerinizin de hakkını unutmamamız gerekir. Onlara da takdirlerimi ifade ediyorum. Lütfen selamlarımı götürün. Üstün gayretlerinizin ve fedakâr çalışmalarınızın devamı dileğiyle sizlere başarılar diliyorum ve iyi dileklerimi sunuyorum."