Sayın Genel Sekreter,
Saygıdeğer Bakanlar,
Kıymetli Katılımcılar,
İstanbul'a hoşgeldiniz. Hepinizi en samimi hislerimle selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar temenni ediyorum.
2004 İstanbul Zirvesinden sonra, ülkemizde yeniden üst düzeyli bir NATO faaliyetine evsahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.
Bugün, ISAF harekatına katkı sağlayan İttifak harici ülkelerin Savunma Bakanlarının da iştirakiyle düzenlenen bu oturuma özel bir önem atfediyorum.
Bu buluşmamız, her şeyden önce, zamanlaması bakımından anlamlıdır.
Biliyorsunuz, Ocak ayının son haftasında İstanbul'da iki mühim Zirveye evsahipliği yaptım.
25 Ocak günü dördüncü Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirvesini düzenlendik.
Sözkonusu Üçlü Zirvede, Genelkurmay Başkanlıkları ile İstihbarat Teşkilatlarının da katılımıyla tüm ilgili kurumların birlikte çalışabilecekleri bir ortamın tesis edilmesine ve bu sürecin kurumsallaşmasına bilhassa özen gösterdik.
Dördüncü Üçlü Zirve sırasında, üzerinde özellikle durduğumuz bir diğer işbirliği alanını da eğitim oluşturdu.
Bu çerçevede, Zirve öncesinde Ankara'da gerçekleştirilen Milli Eğitim Bakanlıkları toplantısının sonuçlarını gözden geçirdik ve insan sermayesine atfettiğimiz büyük önemi vurguladık.
Üçlü Zirvenin hemen ardından, 26 Ocak günü de Afganistan, komşuları ile bazı gözlemci ülkelerin ve kuruluşların katılımıyla gerçekleştirilen "Asya'nın Kalbinde" Dostluk ve İşbirliği İstanbul Zirvesi'ni düzenlendik.
Bu toplantıları, Londra Konferansı takip etti.
Tüm bu üst düzeyli buluşmaların tamamlayıcı bir nitelik taşıdığına ve Afgan kardeşlerimizin daha müreffeh yarınlara kavuşmasına yönelik irademizin açık birer göstergesi olduğuna samimiyetle inanıyorum.
Değerli Katılımcılar,
NATO'nun ISAF harekatı ve geçen sene 60. Yıldönümü Zirvesinde aldığımız kararla faaliyete geçen Eğitim Misyonu (NTM-A) vasıtasıyla Afganistan'da devam eden mevcudiyeti şüphesiz büyük önem taşımaktadır.
Afganistan'da, uluslararası camia olarak elbirliği içinde, terörizmle, aşırıcılıkla, silah ve insan ticaretiyle, örgütlü suçlarla mücadele etmeyi sürdürmemiz gerekmektedir.
Bunu yaparken, kanaatimce, en önemli görevimiz ve önceliğimiz, kendi ülkelerini koruyabildiklerini, yiğitlik ve fedakarlıklarını bütün tarih boyunca ispat etmiş olan Afgan askerlerinin eğitim ve donanımlarının mümkün olan en üst seviyeye ulaşmasını temin etmek olmalıdır.
Bunu sağlayabildiğimiz ölçüde;
--Hem bugünkü mücadelenin kazanılması bakımından çok büyük aşama kaydetmiş olacak;
--Hem de yabancı askeri güçlerin eninde sonunda birgün ayrılacakları Afganistan'dan çıkışları kolaylaşacak;
--Geride sağlam bir güvenlik yapısı, barış, huzur ve istikrarı temin edilmiş bir ülke bırakılacaktır.
Dost ve kardeş Afgan halkına daha iyi bir gelecek sunmak gayesiyle fedakarca üstlendiğimiz bu kolektif sorumluluk elbette vazgeçilmez bir niteliği haizdir.
Ancak, yine her zaman ifade ettiğim üzere, samimiyetle kabul etmemiz gereken bir diğer gerçek de şudur:
Afganistan'ın meselelerini sadece askeri yollarla çözemeyiz.
Neticede, yabancı askeri güçler birgün Afganistan'dan ayrılacaklar. Geride tarumar olmuş bir ülke değil, tüm kurumlarıyla ayakta durabilen, işleyen bir ülke bırakmalılar.
Afganistan'ın Afgan halkına ait olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız ve bunu her daim Afgan halkına da göstermeliyiz.
Zira, ISAF ve NATO oraya, Afgan halkının kimliğini, kültürel değerlerini ve geleneklerini değiştirmek için gitmemiştir.
Bu gerçek iyi algılanır ve kavranırsa, terörü izole ederek mücadeleyi kazanmak çok daha kolay olur.
Afganistan'ın başarısı, sadece Afganistan için değil, tüm bölgenin huzuru, istikrarı ve refahı bakımından elzemdir.
Afganistan'ın başarısı için de;
--Bölgesel sahiplenme hissiyatının kuvvetlendirilmesi,
--Bölge ülkelerinin işbirliğine teşviki,
--Afgan halkının zihninin ve kalbinin kazanılması,
--Böylece, bölgesel düzeyde pozitif bir sinerji oluşturmamız gerekmektedir.
Bu anlayışla;
--Afganistan'a gerekli ekonomik desteğin verilmesinin,
--Afganistan'ın geleceğini inşa edecek çocukların en iyi eğitim imkanlarıyla donatılmasının ve,
--Afgan kardeşlerimizin kalkınma hamlelerine güçlü bir şekilde yardımcı olunmasının uluslararası toplumun en mühim ortak sorumluluğunu teşkil ettiği kanaatindeyim.
Kıymetli Katılımcılar,
Halihazırda ISAF bünyesinde kırkı aşkın ülkenin, 85 bine yakın askeri görev yapmaktadır. Bu rakamın önümüzdeki dönemde arttırılması sözkonusudur.
Türkiye de, 1755 askerle Afganistan'ın güvenliğine katkıda bulunmaktadır.
Ancak, az önce de vurguladığım üzere, Afganistan'daki meseleleri yalnızca askeri bir bakış açısıyla çözmemiz mümkün değildir.
Çünkü, o zaman, Afganistan'ı belirli bölgelerinde farklı ülkelere ait askeri birliklerin konuşlu olduğu bir "harita'' olarak görürüz.
Oysa, Afganistan, zengin tarihiyle, binlerce senelik kültür mirasıyla, coğrafi ve siyasi konumuyla, ekonomik potansiyeliyle Asya'nın kalbidir.
Afganistan, edebiyattır, güzel sanatlardır, müziktir, Gazneli Mahmut'tur, Ali Şir Nevai'dir, Mevlana'dır.
Tarihe malolmuş bu şahsiyetlerin hepsi Afganistan'ın evrensel kültüre armağanlarıdır.
Kıymetli Katılımcılar,
Afganistan'da konuşlu asker sayısından daha önemli ve büyük bir dikkatle hatırda tutmamız gereken başka rakamların da var olduğuna inanıyorum.
Afganistan 650 bin kilometre kareyi kapsayan, yaklaşık 30 milyonluk nüfusuyla büyük bir ülkedir. Nüfusunun neredeyse yarısı 14 yaşın altındadır.
Bu da, Afganistan'da yaklaşık 15 milyon kız ve erkek çocuğun uluslararası toplumdan sadece daha fazla güvenlik değil, aynı zamanda daha fazla eğitim hizmeti, daha fazla sağlık hizmeti, daha fazla istihdam imkanı beklediğini göstermektedir.
15 milyon erkek ve kız çocuğu geleceğe hazırlamak için okutmamız gerekmektedir.
Okullarına asfaltlanmış yollardan gitmelerini temin etmemiz gerekmektedir.
Yarının Afganistanını inşa edebilmeleri için bugünün dünyasını anlamalarını ve kavramalarını sağlamamız gerekmektedir.
İşte bu tespitten hareketle, Türkiye, uzun yıllardır, Afganistan'a yönelik eğitim çabalarına büyük önem vermektedir. Yaklaşık 65 bin Afgan çocuk ve genç Türkiye tarafından inşa edilen veya onarılan okullarda eğitim görmektedir.
Büyük önem vererek açtığımız kız liselerinde de bugüne kadar binlerce kız öğrenci eğitim almıştır ve almaktadır.
Unutmayın ki, bütün bu gayretlerimizi, kızların sokağa çıkmakta dahi zorluklarla karşılaşabildikleri bir ortamdan bugünlere gelebilmek için gerçekleştiriyoruz.
Bu kız öğrenciler yarının anneleri, akademisyenleri, üst düzey yöneticileri olarak kendi ailelerinin eğitiminde de çok mühim rol oynayacaklardır.
Kıymetli Katılımcılar,
Bu örnekleri arttırmamız tabii ki mümkündür.
40'dan fazla ülke Afganistan'a asker gönderebiliyorlarsa, Afganistan'da daha fazla yeni okul, daha fazla yeni hastane, daha fazla yeni yol da inşa edebilirler.
Böylece, sadece Afgan halkının güvenliğini sağlamakla yetinmeyerek, her bir Afgan kardeşimizin zihnini ve kalbini de kazanabiliriz. Hem de teröristlerle halk arasına güçlü bir set çekmiş oluruz.
Türkiye olarak, Afganistan'a destek vermeye devam edeceğiz.
Dost ve kardeş Afgan halkını kaderine terk etmeyeceğiz.
Bu düşüncelerle, NATO ve ISAF ailesine mensup tüm ülkelere yaptıkları değerli katkılardan ve fedakarlıklardan dolayı teşekkür ve takdir hislerimi iletiyor, İstanbul'daki çalışmalarınızda üstün başarılar temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.