Sayın Cumhurbaşkanı, Aziz Dostum Yudhoyono,
Değerli Bakanlar,
Türkiye'nin ve Endonezya'nın Çok Değerli İş Adamları,
Her şeyden önce hepinize İstanbul'a hoş geldiniz diyorum.
Biz dün Sayın Cumhurbaşkanı Değerli Dostun Sayın Yudhoyono ile beraberdik. Sabah resmi karşılama törenini yaptık, heyetlerarasında görüşmeler yaptık. Baş başa görüşmeler yaptık.
Sayın Cumhurbaşkanı dün Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hitap ettiler. Birçok faaliyetleri oldu. Dün akşam da beraberdik, ailece. Bugün de İstanbul'da, yine kendileriyle beraber olmaktan ve sizlerle birlikte Türkiye ve Endonezya arasındaki işbirliğini geliştirmek için bu toplantıda bulunmaktan, gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Endonezya, benim çok önem verdiğim bir ülkedir, büyük bir ülke. Başta, 240 milyona yaklaşan büyük bir nüfusa sahip, çok büyük bir coğrafyası olan ve dünyanın en büyük Müslüman demokrasisi olan bir ülkedir. Her bakımdan kaynakları; insani kaynakları, tabii kaynakları çok zengin olan, çok mühim bir ülkedir, çok önemli bir ülkedir.
Böyle önemli bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nı burada misafir etmek, bizim için gerçekten büyük bir gurur kaynağıdır da. Sayın Cumhurbaşkanı'na bu davetimi kabul edip, Türkiye'ye büyük bir heyetle, çok sayıda değerli bakanla, üniversite hocalarıyla geldikleri için, gerçekten teşekkür ediyorum.
Kendisiyle yaptığımız görüşmelerde şunu da gördüm ki: Kendisi de Türkiye'ye çok önem veriyorlar. Türkiye ile Endonezya'nın ilişkilerini her bakımdan güçlendirmek için çok büyük bir iradeleri var. Dolayısıyla, böyle iki büyük ülkenin buluşmasına şahit oluyoruz ve bu ziyaret, 25 sene sonra, Cumhurbaşkanı seviyesinde, Türkiye'ye yapılan bir ziyarettir. İki ülke arasında yeni bir sayfanın açıldığını ve iki ülke arasında ilişkilerin her alanda çok daha farklı olacağını, bugünden sizlere söyleyebilirim ve bundan da çok büyük bir mutluluk duyuyorum. Çünkü hem Endonezya halkı hem Türkiye halkı bunu gerçekten hak etmektedir.
Zaten tarihten gelen bir dostluk vardır. 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulan dostluklar, bugün de en güçlü bir şekilde devam etmektedir.
Endonezya'yla ilgili benim bilgilerim biraz çoktur doğrusu. 90'lı yıllarda, hatta 80'li yıllarda, o zaman bir bankacı olarak yurt dışında çalıştığım dönemlerde Endonezya'ya gidip, Endonezya'yı yakından tanımıştım. Daha sonra da siyasi hayatımda, daha önceki görevlerim icabı gidip gelmiştim. Gerçekten çok büyük bir ülke, çok büyük potansiyeli olan bir ülke ve Türkiye'yi gerçekten, kalpten seven bir ülke. Onun için siz iş adamlarına, hem Türk hem Endonezyalı iş adamlarına, özellikle burada hitap etmek istiyorum: Büyük bir potansiyel var aramızda. Bu büyük potansiyeli muhakkak harekete geçirmek gerekir.
Biz dün Sayın Cumhurbaşkanı'yla ikili görüşmelerimizde bunları tek tek gözden geçirdik. Değerli bakanlar da aynı şekilde, muhatapları, Türk bakanlarla bir araya geldiler, konuştular. 8 tane anlaşma imzaladık. Yatırım Ajansı'nın başındaki değerli Endonezyalı arkadaşımız ve Türk karşıtı oturdular, bu anlaşmaları imzaladılar. Dolayısıyla, her zaman söylediğim bir söz var: Biz, siz iş adamları için yolları açıyoruz, yolları döşüyoruz, otobanlar yapıyoruz, raylar döşüyoruz ki; üstünde sizler yürüyün ve hızlı gidin diye. Siyasetçilerin, devlet adamlarının yapacağı budur.
Siyasi alanda mükemmel ilişkilerimiz var Endonezya'yla bizim. Ekonomik alanda da ilişkilerimiz iyi ama, potansiyelin çok gerisinde. Dün konuşmalarımızda Sayın Cumhurbaşkanı bir konuya dikkat çekti. Dedi ki, "Türkiye'nin ve Endonezya'nın gayrisafi milli hâsılalarını harcama paritesine göre hesapladığımızda 1.8 trilyon dolar yapar" dedi. Yani 1.8 trilyon dolarlık büyük bir potansiyel var önde. Bunu değerlendirmek size kalıyor. Sakın, "mesafe uzak" demeyin. Eğer potansiyel varsa, iş yapmasını bilen insanlar da varsa, o mesafe anlamsızdır, bugünkü dünyada. Amerika'yla mesafeyle bakın, Latin Amerika'yla mesafeye bakın, Çin'le, Japonya'yla mesafeye bakın. Dolayısıyla, Endonezya'yla olan mesafe, bu mesafelerden daha uzak değil, aynı eşitlikte bir mesafe. Onun için, mesafe hiçbir zaman önemli değil. Önemli olan, kalplerde mesafe olmasın. Kalplerimizde ise mesafe değil, ise büyük bir sevgi var, büyük bir muhabbet var.
Endonezya, çok büyük tabii kaynakları olan bir ülke. Aklınıza ne geliyorsa, bütün tabii kaynakları Cenab-ı Allah Endonezya'ya vermiş. Çok sayıda adaları olan bir ülke, çok dinamik nüfusu olan bir ülke ve Endonezya son 10 sene içerisinde çok köklü reformlar yapan ve çok köklü transformasyon gerçekleştiren bir ülke.
Sayın Cumhurbaşkanı'yla birlikte, 2004 yılından itibaren, demokrasi bütün kurallarıyla Endonezya'da geçerli ve istikrar var. Demokrasi ve istikrarın beraber olması çok önemli. Siyasi istikrarın yerli yerinde olduğu, ekonomik program konusunda kafasının net olduğu, programının çok olduğu, makro ekonomik göstergeleri bütün dünyanın gözlerini kamaştırdığı böyle bir ülke. Ve bildiğiniz gibi G-20 içerisinde. Kısa süre içerisinde, belki on içerisinde G-20 içerisindeki basamağını çok daha yükseğe çıkaracak ve ona aday olan bir ülke.
Türkiye de aynı şekilde coğrafyasında çok önemli. Siz aslında güney doğu Asya'dasınız. Biz de kuzey batı Asyadayız. Biz Avrupa ve Asya'yı birleştiriyoruz. Siz de Asya kıtasıyla Avustralya kıtasını birleştiriyorsunuz. Bu tip coğrafi benzerlikler, özellikler var.
Türkiye, coğrafyasında, bölgesinde yine çok önemli bir ülke. 70 milyonun üzerinde nüfusu olan, Avrupa Birliği'yle tam üyelik müzakerelerini yürüten, 15 yıldır Avrupa Gümrük birliği içerisinde olan, Avrupa'nın en güçlü ülkeleriyle arasında gümrük duvarını sıfırlamış olan ve onlarla rekabet edebilen bir ülke.
Demokrasisi güçlü, hukuk standartları güçlü; son yıllarda köklü ekonomik, hukuki, siyasi reformlarıyla Avrupa Birliği standartlarında demokrasi ve hukuku gerçekleştirmiş bir ülke. Ve ayrıca Türkiye, bütün komşu ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları da imzalamış olan bir ülke.
Bununla Endonezyalı değerli yatırımcılara ve iş adamlarına sesleniyorum. Ve diyorum ki; "Türkiye'ye yatırım yaptığınızda, sadece Türkiye'nin 71 milyonuna hitap etmeyeceksiniz. Aslında bütün Avrupa'ya hitap edeceksiniz. Avrupa'ya yatırım yapıyorsunuz, Türkiye'ye yaptığınız bir yatırım, gümrüksüz bir şekilde engelsiz bir şekilde bütün Avrupa piyasalarına hitap edecektir.
Avrupa Gümrük Birliği içerisinde olan bir ülke olduğumuz için, aynı zamanda çevre ülkelerle imzaladığımız; Mağrip'ten Afrika'ya kadar, Ortadoğu'ya kadar imzaladığımız serbest ticaret anlaşmalarıyla da, bütün bu ülkeler de sizin yine pazar alanınız içerisinde olacak."
Orta Asya ile Kafkaslarla Rusya ile yine çok özel ilişkileri olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla iki ülkenin de birbirine takdim edeceği çok büyük avantajlar vardır. Dün yine yaptığımız görüşmelerde şunu öğrendim ki: Endonezya çok köklü altyapı yatırımlarını planlamaktadır, Sayın Cumhurbaşkanı dün bahsetti. Eminim kendileri burada zaten size seslenecektir. Bu altyapı yatırımları birçok şeyi, yolları, havaalanlarını, her şeyi ihtiva ediyor. Dolayısıyla Türk müteahhitleri için çok büyük imkanlar vardır.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Değerli Bakanlar,
Değerli Endonezyalı Yatırımcılar,
Dünyanın 225 büyük müteahhitlik firması içerisinde 31 tane büyük. Türk firması vardır. Ve Çin'den sonra 2. sırada Türk firmaları gelmektedir.
Türk müteahhitleri. Türkiye dışında 160 milyar dolarlık projeleri gerçekleştirmiştir. Bütün altyapı yatırımlarından tutun da, aklınıza ne geliyorsa bütün projeleri başarıyla gerçekleştirmiştir. Afrika'da, Ortadoğu'da, Orta Asya'da, Rusya'da, Avrupa'da, Amerika'da; bütün buralarda faaliyet gösteren büyük müteahhitlerimiz vardır.
İnanıyorum ki, sizlerle çok iyi işbirliği yapacaklardır. Yine sanayi alanında da Türkiye çok köklü hamleler yapmış, önemli sanayi üretimi olan bir ülkedir. İhracatımızın yüzde 91'i sanayi ürünüdür. Ve en büyük sanayi ihracatımız da Avrupa Birliği'ne gerçekleşmektedir. Dolayısıyla Türkiye'nin de satabileceği çok şey vardır.
Ticaret hacmimize baktığımızda 1,7 milyar dolara ulaştı, Endonezya ile. Ama geçen kriz döneminde biraz gerilediğini görüyoruz. Bu sene yine gördüğümüz rakamlara göre, hızlı bir yükseliş içerisinde. İlk birkaç ay içerisinde yüzde 40 artış görüyoruz ticaret hacmimizde. Bunu en kısa zamanda 5 milyar dolara, daha sonra da 10 milyar dolara çıkartmamız gerekmektedir. Ve bu mümkündür. Bu konuda karşılıklı yine yapılacak çok şey vardır.
Sanayi konusunu, özellikle savunma sanayii konusunu da detaylı olarak konuştuk, yapabileceğimiz çok şeyler vardır. Sayın Savunma Bakanı, bütün tesislerimizi gezdi, yakından gördü. Yine gemicilik alanında ortak üretebileceğimiz çok şeyler vardır. Türk gemicilik inşaatı çok ileri derecededir, Sayın Cumhurbaşkanı, Değerli Dostum. Diğer otomobil imalatından tutun da birçok alanda yapılabilecek çok şey olduğu kanaatindeyim.
Sizin daha çok temas etmeniz gerekiyor. Birbirinizin potansiyelini daha çok tanımanız gerekiyor. Ortak yapılabilecek işleri daha çok tespit etmeniz gerekiyor. Gördüğüm kadarıyla uzun süre ilişkilerimiz, ekonomik ilişkilerimiz adeta rolantide gitti. Yani kendi halinde gitti. Buna bir ivme vermedik. Şimdi buna bu ivmeyi veriyoruz hep beraber. Bu ivme size yeni kapıları açacaktır.
Turizm başka bir alandır. Türkiye'nin turizm potansiyeli gerçekten büyüktür ve çok başarılı olmuştur. Geçen sene bütün dünyada turizm gerilerken, sadece Türkiye'de ilerlemiştir, turizm yüzde 3 büyümüştür.
Aynı şekilde Endonezya'nın çok büyük turizm merkezleri vardır. Dünyanın en güzel bölgeleri, en güzel çiçekleri, ağaçları, denizi, adalar, bunlar hep Endonezya'dadır. Bunun da çok iyi şekilde tanınması gerekir.
Memnuniyetle görüyoruz ki, 12 yıl aradan sonra Türk Hava Yolları tekrar direkt uçuşlara başlamıştır. Bunun da çok anlamlı olduğu kanaatindeyim, değerli iş adamları. Çünkü Avrupa'dan 3 havayolu, KLM, Lufthansa ve THY, Endonezya'ya uçak seferi yapmaktadır, direkt uçak seferleri yapmaktadır. Yine dün öğrendiğime göre, sefer sayılarında olağanüstü artışlar herhalde ön görmüşüz ve bunları gerçekleştiriyoruz. Aynı şekilde tabii ki Endonezya uçaklarının da Türkiye'ye sefer yapmasından, büyük bir memnuniyet duyacağız.
Eğitim alanındaki işbirliğimize yine çok önem veriyoruz. Kültür ve eğitim ama, bunun ticari boyutları da şüphesiz ki vardır. Üniversiteler arasındaki işbirliğine çok önem veriyoruz. Bugün, Endonezya üniversiteleri ile Türk üniversiteleri arasında işbirliği anlaşmaları imzalanacak. Dün Türkiye Üniversitelerarası Kurul Başkanı'nı çağırdım ve ona Endonezya üniversiteleriyle bizim üniversitelerimiz arasında daha çok temas yapılmasını, imkanların daha çok artırılması talimatını verdim; bu konuda değerli dostumun ne kadar çok ilgili olduğunu bildiğim için.
Kültürel alanda çok geniş faaliyetler olabilir. Karşılıklı kültürümüzü tanıtacağımız birçok faaliyetler yapılabilir ki, bugün bildiğim kadarıyla Endonezya'nın bir kültür faaliyeti var İstanbul'da. Sizin bu kıyafetleriniz, bunlar aslında çok popüler. Onlarla ilgili bir serginin açıldığını biliyorum.
Dolayısıyla yapılacak çok şey var. Tekrar söylüyorum, biz sizin için zemini hazırlıyoruz, iklimi hazırlıyoruz. Bu güzel zeminde ve bu güzel iklimde gidin veya gelin. Türkler gitsin, Endonezyalılar Türkiye'ye gelsin ve çok güzel meyveleri hep beraber üretin. Sizin başarınızla hepimiz gurur duyacağız. Herhangi bir şekilde ihtiyacınız olursa, hükümetlere, bizlere hiç çekinmeden bizlere gelin.
Endonezyalı yatırımcılara sesleniyorum buradan. Herhangi bir sorununuz olursa, hiç çekinmeden Türkiye'deki devlet kuruluşlarına, bakanlara, bana, herkese açıkça gelin. Szin önünüzün açılması için ne gerekirse, bunlar yapılacaktır.
Bu ziyaretin tekrar başarılı geçmesini temenni ediyorum, şimdiye kadar olduğu gibi. Sayın Cumhurbaşkanı eminim ki, çok iyi intibalarla ayrılacaktır. Biliyorsunuz vizeleri kaldırma çalışmalarına başladık. Bunlar sınırları, ortak sınırımız olmasa bile, yine engeller varsa, bu engelleri kaldırma anlamına gelmektedir. Dolayısıyla her türlü imkan önünüzdedir.
Ben tekrar Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Bakanlara, hepsine, Türkiye'ye hoş geldiniz diyorum. Ve bu ilişkilerimizi en sıcak şekilde muhafaza edeceğiz, daha ileriye götüreceğiz. Bunun bir dönüm noktası olduğunu bir kez tekrarlayarak, hepinize başarılar diliyorum. Sağ olun.