11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, temellerinin kendisinin de bakanlık yaptığı 54. Hükümet döneminde atılan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Örgütü kuruluşunun 22. yıl dönümü için İstanbul’da düzenlediği toplantıya katıldı. Toplantıda bir konuşma gerçekleştiren Abdullah Gül olası İran – Arap savaşı gerçekleşirse bunun yıkımının inanılmaz boyutlarda olacağının aşikar olduğunu ifade ederek, “Mutlak yönetimlerde, mutlak otoritenin sürdürülebilirliği mümkün değildir; mutlak hâkimiyet sadece Allah’a mahsustur. Bugün üzülerek ifade etmek isterim ki bu kadar olay İslam dünyasını bitirmemiş gibi çok daha büyük bir savaş bulutları üzerimizde dolaşmaktadır. Bu da İran- Arap savaşı…” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.
2. IRAK SAVAŞINDA VE 2003 IRAK İŞGALİ ÖNCESİNDE OLUP BİTENLERİN AYNEN TEKRARLANDIĞINI GÖRÜYORUM
“Rahmetli Erbakan hocamızı bu vesileyle rahmetle anıyoruz. Kendisi o zaman büyük bir azimle, böyle bir uluslararası teşkilatın kurulması adımını attı. O çalışmaları yürütme görevini bana vermişti. Uzun çalışmalar yürütmüş sonunda 8 ülkenin devlet başkanı ve başbakanıyla burada, Çırağan Sarayı’nda toplantı yapmıştık. İnsanların mutlu olması, huzur refah içinde yaşaması için D-8’in ilkeleri ön plana çıkartıldı. Bu ilkler, önce ülkelerin kendisi sonra çevreleri sonra da çok daha geniş bir coğrafya için geçerli” dedi.
Gül “Böyle bir teşkilata niçin ihtiyaç var? 2. Dünya Harbi’nden önce büyük acılar çekildi. Soğuk Savaş döneminde dünyanın büyük bir kısmı büyük baskılar ve otoriter rejimler altında yaşadı. Nihayet yeni dünya düzeni kurulurken, dünyada kavgalar barışlar değil, diyalog olsun diye bu girişime ön ayak olduk. O günden bugüne baktığımızda acıların, yıkımların çok fazla arttığını göreceğiz. Eğer diyalog, uzlaşma, barış tesis edilebilmiş olsaydı, bu acılar çekilmezdi. Yönetimlerde mutlak hakimiyet sürdürülebilir değil. Mutlak hakimiyette ısrar edildiğinde çıkar çatışması kaçınılmaz olur ve insanlar sonunda acı çeker. 25 yıl önce, en büyük mesele, Filistin meselesiydi. O günden bugüne baktığımızda Filistin’e işgalin giderek arttığını görüyoruz. Sanki bunlar yetmezmiş gibi, bugün çok daha tehlikeli ve büyük bir savaş bulutu üzerimizde dolaşıyor. Bu da İran-Arap savaşı. Bu savaşı başlatmak için ellerinden geleni yapanlar olduğunu görüyoruz. 2. Irak savaşında ve 2003 Irak işgali öncesinde olup bitenlerin aynen tekrarlandığını görüyorum. Böyle bir savaş gerçekleşirse bu felakatin inanılmaz boyutta olacağı aşikar. Ama buna adım adım sürükleniyoruz.” diye devam etti.
HER ŞEYİN BAŞI, HERKESİN KENDİ EVİNDEN GEÇİYOR
Gül, ABD ve Avrupa'daki belirli gazeteler, akademisyenler dışında bölgedeki soruna ilişkin ciddi uyarıların yer almadığını söyledi.
Gül, "Bunların olmaması için güzel düşüncelerle rahmetli hocamız Erbakan bu fikri ortaya atarak bu ülkelerin işbirliği yapmasını, ekonomi ve dünya barışına yardım edecek adımların atılmasını istedi. Her şeyin başı, herkesin kendi evinden geçiyor. Kendi evi düzenli olmazsa bir ülkenin, kendi evi itibarlı olmazsa dünya ülkeleri nezdinde o zaman kendisine bir faydası olmadığı gibi, bölgesine, komşularına ve İslam dünyasının meselelerine de bir katkısı olmuyor. Bununla da neyi kastettiğim gayet açık. İnsan haklarının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, diyalogun, huzurun; bütün bunların sağlanması gerekir." diye konuştu.
11. Cumhurbaşkanı Gül, "Silahlar, tanklar caydırıcılık anlamında önemli ama o ülkenin yumuşak gücü yoksa etkili olmaz. Hepimizin birbirimize yardım etmemiz gerekiyor. Dayanışma içinde olmamız gerekir. Şüphesiz ki hiçbirimiz naif olacak değiliz. Önce kendi ülkelerimizi sağlam yapmamız gerekir. Kendi ülkelerimizin sağlamlığı da muhakkak ki huzur, mutluluk ve ekonomik refahtan geçiyor. Bunun yolu da medeni bir şekilde demokrasi ve hukuk standartlarının yükseltilmesi, insan hakları meselelerinin halledilmesi ile açık-şeffaf rekabet ortamlarının oluşturulmasından geçiyor." ifadesini kullandı.
Gül konuşmasını, "Bütün bunların rüyasını gördüğü için değerli hocamız bu ilkeleri sıraladı. Şimdi bunları hayata geçirmek bu ülkeleri yönetenlere, siyasetçilerine ve düşünürlerine rol düşmektedir. Bu anlamda bugünkü toplantıyı değerli buluyorum. Bundan dolayı Temel Bey ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum" sözleri ile tamamladı.
Konuşma sonrasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan ve D-8’e üye olan ülkelerin temsilcileri Çırağan Sarayı’nın balkonunda birlikte aile fotoğrafı çektirdiler.