11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birlik Vakfı'nın 30. Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla Milli Türk Talebe Birliği’nin tarihi binasında düzenlenen törene katıldı. Törende bir konuşma yapan Abdullah Gül, Şair Necip Fazıl Kısakürek'e ait "Zindandan Mehmed'e Mektup" isimli şiiri okudu.
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında,
Pek çoğumuzun hayatı Milli Türk Talebe Birliği'nde geçti. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ev sahibi ve 60'lı, 70'li yılların hepimizin abisi. O dönemde Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Başkanı. Daha sonra Birlik Vakfı kurucusu olarak şimdi de TBMM Başkanı. Nereden nereye geldiğimizi gösterme açısından bu bile büyük bir işaret. Hepinizi tekrar muhabbet selamlıyorum.
Gerçekten burada bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Milli Türk Talebe Birliği bizim için Birlik Vakfı'ndan daha önce gelir. Çünkü 70'li yılların ilk dönemleri hayatımız burada geçti. Hep burada tanıştık Tayyip bey diğer arkadaşlar. Hepimizin tanıştığımız mektep, yuva burası oldu. O dönemlerde maalesef Türkiye'nin çok sıkıntılı yılları idi. Kiminin yurtseverlik adına kiminin vatanseverlik adına o günkü tabirle sağcı- solcu diye ayrılan gençliğin birbirini kırdığı ve binlerce Türk gencinin maalesef bu dünyadan gittiği dönemlerde talebe birliği bizim evimizdi. O zamanlar üniversiteden çok bu binaya gelirdik. Sığındığımız yer burasıydı. O günkü şartlar içerisinde birçok üniversite bizim gibi insanlara kapalıydı. Kapıda kontrol yaparlar ve içeri girmek zordu. İşte o dönmelerde evimiz burasıydı.
O dönemlerde kaybettiğimiz arkadaşları Mustafa Bilge’den Sedat Yenigün’e Savaş’a Burhanettin Bey’e hepsini de rahmetle anıyorum. O günlerde hepimizin, Anadolu gençliğinin mayasını yoğuran, hepimizin fikri görüşünün oluşmasında en büyük emeği geçen rahmetli üstat Necip Fazıl beyi, din alimlerimizi, üniversite hocalarımızı rahmetle anıyorum ve hepsinin hatırası önünde hürmetle eğiliyorum.
"O GÜNKÜ DAVA ARKADAŞLIĞI EN TEMİZ ARKADAŞLIK DUYGULARININ OLDUĞU YILLARDI"
"O günlerden sonra çok şey değişti ama bizler esas siyaseti o dönemde yaptık buralarda. Dolayısıyla aktif ya da resmi siyasete geçtiğimizde gayet tecrübeli ve gayet deneyimliydik. O günkü dava arkadaşlığı en temiz arkadaşlık duygularının olduğu, en büyük fedakarlıkların yapıldığı, karşılıksız, hesapsız dayanışmaların olduğu yılardı. Allah'a çok şükür ki o karşılıksız çalışmalar, duygular, fedakarlıklar neticede bugün Türkiye'ye en büyük hizmeti yapan ve Türkiye’yi değiştiren nesilleri ve siyasi kadroları aranızdan talebe birliğinden çıkarttı. O günden sonra siyasi hareket çok daha farklı bir şekilde oldu.
Darbeler, birçok engeller zaman oldu ki öz yurdumuzda kendimizi garip, öz vatanımızdan parya hissettiğimiz dönemler oldu. Çok şükür bütün bunlar geçti gitti. Ama hep aklımızda, hedefimizde şu oldu:
“Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Bugün Allah'ın takdiri şüphesiz ki yardımı; birçok isimsiz kahramanın, herkesin büyük fedakarlıkları neticesinde Türkiye'yi arkadaşlarınız yönetiyor. İşte gördüğünüz gibi sadece iki Cumhurbaşkanı değil uzun dönem Başbakanlık yapmış, aynı zamanda şimdi meclis başkanı, bütün değerli Bakan arkadaşlar, Belediye Başkanları…Türkiye’deki bütün makamlar bugün arkadaşlarınız vasıtasıyla yönetiliyor. Türk milletinin, bütün halkımızın ve Türkiye’nin kaderi ve geleceği ellerimizde.
Şüphesiz ki bu aynı zamanda büyük bir mesuliyeti sorumluluğu da üzerimize yüklemiş oluyor. Biz aslında çok zor mücadeleleri geride bıraktık. Ama bizim anlayışımızda onlar daha küçük mücadelelerdi. Şimdi daha büyüğüyle zoruyla karşı karşıyayız. Çünkü başka bir imtihanla sınanacağız. İyi idare etme, adaletle, hakla hukukla başarıyla yönetmenin bizim elimizde gerçekleştiğini göstereceğiz. Geçen 15 senenin en azından 10 senesinde Türkiye’yi ne kadar çok değiştirdiğimiz, Türkiye’de ne büyük değişiklikler, ne büyük yapısal değişikliklerin olduğu herkesin malumu.
Bizleri destekleyen desteklemeyen herkesin büyük bir ümit içerisinde olduğu.
"BİZ ARTIK ESAS KENDİMİZİ GÖSTERME DÖNEMİNDEYİZ"
İnanıyorum ki bundan sonra da aynı şekilde olacaktır. Bunların olması için hepimizin tecrübesi ve bilgisi çok olgun ve yeterli. Çok şey gördük. Çok denemelerden geçtik. Çok saldırıları, engelleri aştık. Biz artık esas kendimizi gösterme dönemindeyiz. İyi idare, iyi yönetişimi her alanda ortaya seren hukukun üstünlüğünün dostumuza da düşmanımız da olsa, bizim gibi yaşasa da yaşamasa da, bizim gibi düşünse de düşünmese de, yeter ki şiddet içerisinde değilse, herkese gösterme ve Türkiye’yi daha müreffeh yapma dönemi. Bunun olacağından şüphem yoktur. Arkadaşların tecrübesine ve bilgisine de güveniyorum.
"TÜRKİYE'NİN BU DÖNEMLERDE OLAĞANÜSTÜ SIKINTILARI VAR"
Şüphesiz ki Türkiye'nin bu dönemlerde olağanüstü sıkıntıları var. Bunların başında tarihi bir yük olan Kürt meselesi var. Bu meselenin kendi inisiyatiflerimizle ve kendi kendimize büyük bir vicdan ve kardeşlik içinde çözümü için çok uğraşıldı ve uğraşılıyor. Maalesef terör örgütünün bugünkü saldırıları bu meseleyi de yeni bir duruma getirmiş vaziyette. Tüm bunları dikkate alarak inanıyorum ki özellikle bu vesile paylaşma istiyorum, dış politikada hem tarihi gerçekler, hem reel politikayı dikkate alarak her şeyi belki gözden geçirmenin vakti geldiği kanaatindeyim. Çünkü bu büyük meselenin kimler tarafından nerelerde ve nasıl kullanacağını ve aleyhte destekleneceğini hepimiz tahmin ederiz. İnanıyorum bütün arkadaşlarım başta Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bütün Hükümet üyeleri bu konuda büyük dikkati zaten gösteriyorlar, olağanüstü enerji harcıyorlar.
Ben bir kez daha sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Gerçekten biz buraya gelirken ayaklarımız hızlanırdı. Biz buraya gelirken kalbimiz daha hızlı çarpardı. Çünkü bir zamanlar tek sığındığımız yer burasıydı. Şimdi Milli Türk Talebe Birliğinin yeni anlayış içerisinde yeni nesiller içerisinde faaliyetlerinin tekrar başladığını görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Hükümetimize de çok teşekkür ediyorum bu binayı tekrar tahsis ettikleri için.
İnanıyorum ki vaktiyle nasıl samimi büyük bir dava aşkıyla çalışıldı ve neticelerini işte bugün görüyorsunuz. Şimdi özellikle genç kardeşlerimin aynı şuur ve bilinç içerisinde, gayet özgürce, bilgiyle, daha çok ferasetle çalışmaları gelecek nesillerin ve Türkiye’nin geleceğinin de en büyük teminatı olacaktır.
Bir kez daha hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum, Allah’ın selamı hepinizin üzerine olsun.