Diyanet İşleri Başkanlığının “Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” toplantısı katılımcılarına Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği iftara katılan Cumhurbaşkanı Gül, son günlerde Filistin’de yaşanan sürecin vahim olduğunu kaydederek, “Sadece dünyanın değil, Müslümanların da gözü önünde Filistin’de, Gazze’de yaşananlar ortada. Çok büyük bir utanç ve acizlik var. Bütün bunları durdurabilmek için İslam dünyasının güçlü bir dayanışma göstermesi gerekiyor. Bu dayanışmayı göstermediğimiz sürece daha birçok acı yaşanır” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” toplantısı katılımcılarına Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği iftara katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül, İslam dünyasının dört bir yanından İstanbul’a gelen konuklara “Hoş geldiniz” diyerek başladığı konuşmasında, mübarek Ramazan ayında “Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi” başlıklı toplantıyı düzenlediği için başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere emeği geçen bütün kurumları tebrik ettiğini aktardı.
İSLAM DÜNYASININ SORUNLARI TARTIŞILACAK
Konuşmasında İslam dünyasının çok sıkıntılı günler geçirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, kendisinden önceki konuşmacıların yaptıkları konuşmalarda durumu en güzel biçimde ortaya koyduklarını belirterek, “Ümit ediyorum ki, bugün, yarın ve öbür gün yapacağınız toplantılarda çok güzel tartışmalar olacak ve bu tartışmaların sonunda çok güzel neticelere varacaksınız. Ve bunlar bütün İslam dünyasına, yöneticilerine, din adamlarına, herkese ışık tutan fikirler ortaya çıkaracaktır. Toplantının ilan edilen amacının da gösterdiği gibi burada bulunmanız bölgemizde uzun yıllardır yaşanan ve Müslümanlar için adeta utanç verici bir mahiyet kazanan kanlı olayları sadece konuşmak, tartışmak değil, bir noktada onlara yol göstermek sorumluluğunu hissettiğiniz için hepiniz buradasınız” dedi.
Müslümanlar olarak bir taraftan olup bitenler için utandığımızı, iç savaşların yaşandığını, Müslümanların birbirlerini katlettiğini, komşuların birbirlerinin evini yıktığını ve bir taraftan da çok büyük acıların çekildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Bu ne Müslümanlığa yakışır, ne insanlığa yakışır” dedi.
ORTA DOĞU’DAKİ ÇATIŞMALARIN İSTİSMAR EDİLMESİ
Cumhurbaşkanı Gül, tanıdığımız şehirlerin yerle bir edildiği, bildiğimiz büyük tarihî varlıkların yok edildiği ve gözümüzün önünde binlerce insanın öldürüldüğünü; çocukların yetim, kadınların ise dul kaldığını, milyonlarca insanın evlerinden ayrıldığını ve mülteci durumuna düştüklerini anlatarak şöyle konuştu: “Bugün İslam dünyasının dört bir yanından gelen sizlerin bulunduğunuz ülkelerin belki bazılarında huzur var ama çoğunda acı var. ‘Komşusu açken, kendi tok olan bizden değil’ diyen bir dinin mensupları olarak, komşunun evi yanıyorken, komşusunun evi yerle bir edilirken bizim rahat olmamız, acı çekmememiz, bunun çilesini çekmememiz tabii ki mümkün değildir. Ama sadece üzülmek yetmez. Buna yol gösterici çalışmaları da muhakkak yapmamız gerekmektedir. İşte sizlerin bir araya gelmesi, ilim erbabının, Kur’an’ın ve sünnetin yolunda insanlığı aydınlatan sizlerin düşünmeniz, tartışmanız ve yol gösterici fikirlerle ortaya çıkmanız, eminim ki devlet adamlarına, yöneticilere, sorumluluk hisseden herkese çok büyük rehberlik edecektir. Onun için burada açık konuşmak gerekir. Kendi kusurlarımızı önümüze koymamız gerekir. Her şeyi başkasından, bizim dışımızda görmemek gerekir. Bazen basiretsizlikler, ihtiraslar, başka arzular mezhepleri, dinleri, çeşitli akımları istismar ederek, aslında bu çatışmalara meydan vermektedirler. Yoksa bu çatışmaları sadece mezhep çatışması, din çatışması gibi göstermenin yanlış olduğu kanaatindeyim. Bunun altında aslında bunları istismar eden, kendilerine güç çıkartmak isteyen, kendilerine pozisyon bulmak isteyen, hâkimiyet kurmak isteyen kişiler, akımlar, otoriteler ve bütün güç toplamak isteyenler vardır. Onun için burada herkes aklını başına almalı ve bu yanlışlara kapılmamalı.”
“İSLAM ÂLİMLERİ HER ZAMAN DOĞRUYU SÖYLEMELİ”
İlim adamlarına, “Sizler cesur bir şekilde doğruları söylemek durumundasınız. Hiç bir şeyden sakınmadan yol göstermek durumundasınız. Olur ya bazen idareciler farklı saiklerle bazen farklı yollara kayabilirler, siz o zaman hiçbir şeyden çekinmeden hakkı ve doğruyu ortaya koymanız gerekir. Din adamları hiçbir zaman siyasi otoritelere veya yüksek mevkilerdeki kişilere doğruyu söylemekten çekinmez. Doğru neyse onu söyleyeceksiniz. Yoksa İslam âleminin bu perişan hali Allah korusun devam eder” diyen Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi: “Bu yaşananlar bir taraftan dinimiz adına yapılıyor gibi görünüyor. Bazı hareketler var ki bunların başlıklarında İslami terminolojiler, mukaddes kelimeler, büyük İslam âlimlerinin ismini taşıyan hareketler, bütün bunların adı altında da hareket ediyorlar. Böyle olunca din de, İslam da çok farklı bir şekilde tanıtılıyor. Buna hiç kimsenin hakkı yok.”
“GAZZE’DE YAŞANANLAR BÜYÜK BİR UTANÇTIR”
Bunun bir taraftan İslam’ın tebliğini zorlaştırdığı gibi, dünyanın her yerindeki Müslümanların hayatını da büyük zorluklar içerisine soktuğunu ve İslam’ın en güzel şekilde anlatılmasının önüne geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, “Onun için hepimizin önce kendimize bakması gerekiyor. Kendi kusurlarımızı düzeltmemiz gerekiyor. Sonra da tabii büyük bir dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Bu dayanışmayı göstermediğimiz takdirde herkes paramparça olur. Bu dayanışmayı göstermediğimiz zaman çok büyük bir zafiyet ortaya çıkıyor. İşte görüyorsunuz sadece dünyanın değil, Müslümanların da gözü önünde, herkesin gözü önünde Filistin’de yaşananlar, Gazze’de yaşananlar. Çok büyük bir utanç, çok büyük bir acizlik var. Bu vesile ile bütün hayatını kaybedenlere, şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün bunları durdurabilmek için İslam dünyasının güçlü bir dayanışmayı göstermesi gerekmektedir. Bu dayanışmayı göstermediğimiz süre içerisinde de daha çok büyük felaketler, acılar çekilir. Hâlbuki İslam dünyasına Cenab-ı Allah her türlü nimeti vermiş vaziyettedir. Bu nimetlerin insanların refahına mutluluğuna harcanması gerekirken, maalesef bu nimetlerin üzerinde insanlar fakirlik, acizlik ve büyük bir zulüm çekmektedirler.”
CEHALET VE DİRAYETSİZ YÖNETİMLER SORUNLARIN KAYNAĞI
Cumhurbaşkanı Gül, başkaldırıların hepsinin yanlış olmadığına da işaret ederek şöyle konuştu: “Bir yerde zulüm, adaletsizlik, haksızlık ve eşitsizlik varsa, önce insanlar bunu ifade etmeye başlarlar. En tabii taleplerini dile getirdiklerinde onlar susturulursa o zaman da işte bugün ortaya çıkan manzaralarla karşı karşıya kalırız. Onun için hepimizin aklını başına toplaması gerekiyor. Burada din adamlarına İslam âlimlerine çok büyük görev düşüyor; en zor şartlarda bile doğru neyse bunu Allah için açıkça söylemek. Bunu söylerken tabii ki Kur’an’ın, sünnetin en güzel şekilde tefsirini, bugünkü çağa anlatımını yapmak gerekiyor. Bugün maalesef bazı hareketler çeşitli fetvalarla da yola çıkıp, din adına hareket ettiklerini söylüyorlar. Din adına insanlar öldürülüyor. Din adına gerçekten utandığımız manzaralarla karşı karşıyayız. İslam dünyasında çapraz savaşlar var. Bütün bunlar bir taraftan cehaletten olduğu gibi, bir taraftan da tabii ki dirayetli yönetimlerin olmayışından kaynaklanıyor” dedi.
Yarın da devam edecek toplantıların ardından yapacakları açıklamanın ses getirmesi ümidini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, “Yapacağınız açıklama, belki her şeye çare olmayacaktır, belki çatışmaları durdurmayacaktır ama sizler gibi İslam dünyasının değerli âlimlerinin, düşünürlerinin açık ve berrak bir şekilde doğruların altına imza atması ve bunun duyulması bile başlı başına çok büyük bir olaydır. Bundan dolayı bu toplantıyı tertip edenleri tebrik ediyorum” dedi.
“BU ACILARIN EN KISA ZAMANDA SONA ERMESİNİ ÜMİT EDİYORUZ”
Katılımcıların geldiği yerlerde “acı” olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle tamamladı: “Acısı olmayan ülkelerdeki Müslümanların da gönlü ve kalbi sizlerle beraber. Dolayısıyla böyle sıkıntılı bir Ramazan geçiriyoruz. Cenab-ı Allah, inşallah bu mübarek günler yüzü suyu hürmetine, yaklaşan bayram hürmetine bu acıların dinmesi için herkese basiret, sağduyu verir ve bu çekilen acılar, zulüm, göz yaşı en kısa süre içerisinde biter. Bir kez daha hepinize sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum.”
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Cumhurbaşkanı Gül’e, önemli bir iftar sofrasını kendileriyle paylaştığı için teşekkür ederek, toplantıda akademik meseleleri tartışmayacaklarını belirterek şöyle konuştu: “Özellikle son yıllarda İslam coğrafyasında kardeşi kardeşe kırdıran yanlış fikir ve düşüncelerin İslam coğrafyasından kaldırılması için İslam âlimlerine düşen büyük görev ve sorumlulukları yerine getirmek ve İslam coğrafyasında acılar için kıvranan, İslam diyarında birlikte yaşama ahlakı ve hukukunu yeniden inşa etmek üzere dünyanın her tarafından İslam bilginleri bugün İstanbul’da buluştu.”
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI GÖRMEZ: “İSLAM’IN BARIŞ VE SAĞDUYU ÇAĞRISI TÜM DÜNYAYA ULAŞTIRILACAK”
Toplantının bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Bu toplantının sonunda sadece dünyaya bir sonuç bildirgesi ilan edilmeyecek, aynı zamanda seçkin konuklar içinden, İslam âlimlerinden bir temas grubu, bir akiller heyeti oluşturularak Irak, Suriye, Mısır, Afganistan’da ve dünyanın her tarafında özellikle İslam kardeşliğini ortadan kaldıran acı hadiseleri tamir etmek ve İslam’ın barış, itidal ve sağduyu çağrısını dünyanın her tarafına ulaştırmak üzere bir heyet oluşacak” dedi.
İftara, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Iraklı İslam âlimi Muhammed Mehdi Necef, İmam Hakim Müessesesi Başkanı Ali el-Hakim ve Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadağı ile dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda konuk katıldı.