Cumhurbaşkanı Gül, Kırklareli Valiliği’ni ziyareti sırasında basın mensuplarının Irak, Musul, Mısır ve Cumhurbaşkanı seçimi süreci ile ilgili sorularını cevapladı.
MUSUL VE IRAK’TAKİ GELİŞMELER
Cumhurbaşkanı Gül: “Öncelikle bölgemizde; özellikle Irak’ta ve Suriye’deki gelişmeler hepimizi tabii ki çok üzüyor. Çünkü orada çok büyük acılar ve büyük yıkımlar söz konusu. Büyük boşluklar vakum oluşturulunca da tabii ki radikal örgütler, bunlar terör örgütüne kadar uzanan boylarıyla bölgede maalesef yerini almış vaziyette. Ve giderek bu mezhep, iç kavga, iç savaş şekline de dönüşmeye başlamakta. Bunlar çok üzücü şeyler. Hele hele komşumuz olan ve nüfusu Müslüman olan bir ülkede, bazı açılardan akrabamız olan topluluklar; Türkmenler başta olmak üzere, Kürtler, hepsi bizim akrabamızdır. Orada olup bitenlere baktığımızda tabii ki çok üzülüyoruz böyle bir durumun ortaya çıkmaması için Türkiye olarak vaktiyle çok ikazlarda bulunduk ve çalışmalarda bulunduk. Ama maalesef bugün büyük bir karmaşa ve birbiriyle çarpışan gruplar var. Kimin kim olduğu artık bilinmeyecek şekilde. O açıdan büyük bir dikkatle yaklaşmak gerekiyor. Birinci önceliğimiz, bölgeyi ve Türkiye’yi bütün bu sıcak gelişmelerden korumak ve bunların dışında tutmaktır. Orada bir ateş olunca burada komşularını ısıtıyor. Dolayısıyla güvenlik problemleri çıkartıyor, başka problemler çıkıyor. Bütün önceliğimiz önce ülkemizin güvenliğini sağlamak ve oradaki bu olumsuz, kötü gelişmeleri Türkiye’ye yansıtmamaktır. Bunun için uğraşılıyor. Bununla ilgili bütün tedbirler alınıyor; emniyet ve istihbarat güçleri, tabii ki siyasi diplomatlar, Dışişleri, herkes yoğun bir çalışma içerisinde ve söylediğim çerçeve içerisinde de hareket ediliyor. Şüphesiz ki zaman zaman terör örgütleri; radikal örgütler ortaya çıkıyor. Bütün bunlarla uğraşmak ve bunların yayılmasını önlemek sadece bizim değil herkesin, bütün uluslararası camianın görevidir.”
“MISIR VE TÜRKİYE TARİH BOYUNCA BİRBİRİNİN DOSTU OLAN ÜLKELERDİR”
“Mısır ve Türkiye tarih boyunca birbirinin dostu olan ülkelerdir. Akdeniz’in iki kıyısındayız. Adeta bir elmanın iki yarısı gibi deriz biz. Maalesef Mısır’da olup bitenler hep üzücü olmuştur. Çok sayıda insanın şu anda hapishanelerde olması, orada seçilmiş hükümetlerin maalesef bir darbeyle görevlerinin sona ermesi. Bütün bunlar maalesef Mısır gibi dost bir ülkede yaşandı. Ama şüphesiz ki bunların böyle devam etmemesi gerekir. Ve hatırlarsanız işte 20-30 yıl önce bizim memleketimizde de oldu ve en kısa süre içerisinde demokrasiye geçmeyi Türkiye olarak zayiatsız bir şekilde becerdik. Kardeş Mısır’ın da en kısa zamanda gerçek anlamda bir demokrasiye geçmesini arzu ederiz. Bu konuda yardımcı olmak herkesin tabii ki görevidir. Bu çerçeve içerisinde Mısırda şu anda siyasi tutkuluların bir an önce bu hallerinin sona ermesi ve bir an önce onların hayata katılması normalleşme sürecinin hızlandırılmasını isteriz. Biz bunu teşvik ediyoruz. Mısır halkıyla Türk halkı daima kardeştir ve bu kardeşliği de güçlü bir şekilde devam edecektir.
Diğer konularla ilgili dün konuştum sorduğun konularla ilgili. Bunlar aramızda istişare tabii ki edeceğiz ve hep beraber neler yapacağımızı göreceksiniz. “
“TÜRKİYE DAİMA DIŞARIDAKİ SOYDAŞLARININ GELECEĞİNİ KENDİSİNE DERT EDİNİR”
“Burada bir kez daha altını çizmek isterim. Irak’taki gelişmelerden bahsederken önce şüphesiz ki Musul’daki başkonsolosluk görevlilerimizi sağ salim Türkiye’ye getirmek için devlet görevlileri, herkes gece gündüz teyakkuz halinde ve her türlü çalışma yapılıyor. Bundan emin olunmasını isterim. Bizim birinci önceliğimiz tabii ki budur. Bunun bilinmesini istiyorum. Tabii ki diğer çok önemli bir öncelik de şu anda iki ateş arasında kalan oradaki Türkmen kardeşlerimizin durumudur. Türkiye daima dışarıdaki soydaşlarının geleceğini kendisine dert edinir. Ve daima dışardaki soydaşlarının güvenliğini mutluluğunu düşünür ve bunun için de elinden gelen her şeyi yapar. Şüphesiz ki Irak’taki Türkmenler Irak devletinin en sadık vatandaşlarıdır. Ama bizlerin de akrabalarımız ve soydaşlarımızdır. Onların iki ateş arasında kalıp zarar görmelerini hiçbir zaman istemeyiz; bunun böyle olmaması için de Türkiye olarak tabii ki elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bunun da bilinmesini istiyorum.”