Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı İzetbegoviç’in onuruna resmî akşam yemeği veren Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin her platformda Bosna-Hersek’e destek vermeye devam edeceğini belirterek, “En samimi arzumuz, bu kardeş ülke ve halkının yakın geçmişindeki acıların izlerini silerek; mutlu, huzurlu ve müreffeh bir geleceğe kavuşmasıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegoviç’in onuruna Çankaya Köşkü’nde resmî akşam yemeği verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa’nın kalbinde yer alan Bosna-Hersek’in çok özel bir ülke olduğunu belirterek, “Tarihte olduğu gibi, bugün de Müslüman camiinin, Katolik katedralinin, Yahudi havrasının ve Ortodoks kilisesinin mükemmel ahengine ev sahipliği yapmaktadır. Çok dinli ve çok kültürlü yapısıyla; hoşgörü, farklılıklara saygı ve barış içinde bir arada yaşamanın en güzel örneklerinin sergilendiği bir kültüre sahiptir” dedi.
“SAĞDUYULU VE BASİRETLİ LİDERLER, BOSNA-HERSEK’İN GELECEĞİNE ÜMİTLE BAKMAMIZI SAĞLIYOR”
Ortak tarihimizin önemli eserlerinden Sokullu Mehmet Paşa ve Mostar köprülerinin, yalnızca altlarından geçen nehirlerin iki yakasını birbirine bağlamadığını, aynı zamanda Bosna-Hersek’teki toplumsal mozaiğin zenginliğini yansıtan farklılıkları da birbirine kenetlediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Bu kadim geleneğin en güçlü şekilde yaşatılması, Bosna-Hersek’in karşı karşıya olduğu sıkıntıların aşılması ve işleyen bir devlet yapısına kavuşturulması bakımından hayati önemdedir. Bu anlamda, Zat-ı Devletleri gibi, merhum Aliya İzzetbegoviç’ten devraldığı bu köklü mirası yaşatan sağduyulu ve basiretli liderlerin mevcudiyeti, Bosna-Hersek’in geleceğine ümitle bakmamızı sağlamaktadır” dedi.
Bosna-Hersek’le ilişkilerin geçmişinin 15. yüzyıla kadar uzandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Foynitsa Ahidnamesi’ni imzalayan Fatih Sultan Mehmet ve Saraybosna Ortodoks Kilisesi’nin inşasında hayati rol oynayan Sultan Abdülaziz’in evrensel hoşgörüsünün, iki ülke halkını geçmişten geleceğe ortak bir zeminde birleştirdiğini söyledi.
“EN SAMİMİ ARZUMUZ, BU KARDEŞ ÜLKENİN MUTLU, HUZURLU VE MÜREFFEH BİR GELECEĞE KAVUŞMASIDIR”
Konuşmasında, “Halklarımız, bugün de köklü tarihî, beşerî ve kültürel bağlarla birbirine bağlıdır. İlişkilerimizi, bu güçlü temel üzerinde ilerletmek kararlılığındayız. Türkiye’nin ilgisi, Bosna-Hersek’in tamamınadır. Bosna-Hersek’i oluşturan tüm kesimlere eşit mesafedeyiz. En samimi arzumuz, bu kardeş ülke ve halkının yakın geçmişindeki acıların izlerini silerek; mutlu, huzurlu ve müreffeh bir geleceğe kavuşmasıdır” diyen Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizin bu anlayışla, uluslararası toplumun Bosna Hersek’e yardımcı olmaya yönelik gayretlerinde ön saflarda yer aldığını ve tüm bu çabalarda Bosna-Hersek’in egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini savunduğunu aktardı.
“BOSNA-HERSEK’İN DAHA İSTİKRARLI VE İŞLEVSEL BİR DEVLET YAPISINA KAVUŞMASINI ARZU EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerinin sonunda, “Bosna-Hersek’in karşı karşıya olduğu sıkıntıların, NATO ve AB’nin geniş çatısı altında daha kolay aşabileceğine inanıyoruz. Bunun için Bosna-Hersek’in Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesini kuvvetle destekliyoruz. Zira biz savunma mülkiyeti dâhil, reform süreçlerinin başarıyla tamamlanarak, Bosna-Hersek’in daha istikrarlı ve işlevsel bir devlet yapısına kavuşmasını arzu ediyoruz. Bu yoldaki tereddüt ve güvensizliklerin geride bırakılması, ekonomik kalkınma bakımından da büyük önem taşımaktadır. Yüzyıllarca farklılıklardan uyum ve huzur çıkartmayı başaran Bosna-Hersek, bunu sağlayacak güce sahiptir. Yeter ki, tüm kesimler iyi niyet ve samimiyetle çalışmalarını sürdürsün. Temennimiz, önümüzdeki seçimlerin Bosna Hersek için yeni bir milat teşkil etmesi ve gerekli reformların süratle hayata geçirilmesidir. Bu süreçte tüm kesimlerin, kültürlerini ve kimliklerini koruyarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi, Bosna-Hersek’in parlak geleceğinin teminatı olacaktır” dedi.