Adana Ticaret Borsası’nın 100. Yıl Ödül Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Gül, Adana’nın, bölgenin en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biri olduğunu belirterek, “Adana, büyük sosyal olaylar, kültürel zenginlikler ve farklılıkların hep beraber olduğu bir şehirdir. Adana’nın kendine has özellikleri, sadece sizin için değil Türkiye için de büyük bir zenginliktir” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Adana Ticaret Borsası’nın 100. Yıl Ödül Töreni ile Adana Ticaret Borsası Kampüsü’nün Temel Atma Töreni’ne katılmak üzere Adana’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.
Adana Havalimanı’nda Cumhurbaşkanı Gül’ü, Vali Hüseyin Avni Coş, İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek ve diğer ilgililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Adana Ticaret Borsası’nın 100. Yıl Ödül Töreni’nde 2012 yılı İSO ilk 500’e giren Adana firmalarının plaketlerini verdi.
Plaketlerin verilmesinin ardından törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Gül, Adana’da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, birkaç ay önce Adana Ticaret Borsası’nın Yönetim Kurulu Çankaya’ya gelip, kendisini ziyaret ederek, Borsa’nın 100. yılı vesilesiyle gerçekleştirecekleri programa katılmasını istediklerinde, kendisinin de memnuniyetle katılacağını ifade ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, bunun sebebinin Adana’ya olan sevgisinin ötesinde, özellikle iş dünyasına, Adana’nın müteşebbislerine; üreten, istihdam eden, vergi ödeyen katılımcılara daha çok destek vermek olduğunu aktardı.
“ADANA, TARİH BOYUNCA HEP CAZİP BİR YER OLMUŞTUR”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı olarak Adana’ya bu ikinci gelişi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, daha önce siyasi hayatta bulunduğu süre içinde hükümetteyken defalarca geldiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Adana’nın Türkiye’de çok önemli bir ili olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Her şeyden önce tarih boyunca burası hep bereketli ve insanların gelip yerleştiği topraklar olmuş. İnsanları cezbeden esas şey tabii ki o zamanlar, gıda, tarım ve onun da temeli bereketli topraklar.”
“ADANA’NIN KENDİNE HAS ÖZELLİKLERİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR ZENGİNLİK”
Konuşmasında, “Tabii ki bu kadar insanın geldiği yerde büyük sosyal olaylar, kültürel zenginlikler ve farklılıklar hep beraber olmuş ve bütün bunlara sahne olmuş bir şehir Adana. Bütün bunlar tabii ki kültüre de çok yansımış. Romanlarda Yaşar Kemal’in Orhan Kemal’in ki hemşeriniz, bunlar hep o zaman Adana’da gördüklerini uzun uzun anlatan, bir dönemler, Türk sinemasının hep konu olduğu bir şehir burası. Dolayısıyla Adana’nın bu kendine has özellikleri sadece sizin için değil Türkiye için de büyük bir zenginlik” diyen Cumhurbaşkanı Gül, son yıllarda belki çeşitli değişimlerin neticesinde nispi olarak bir gerileme olduysa da bu potansiyeli tekrar ayağa kaldırmak ve hak ettiği potansiyeli yakalayıp bir yere getirmek gerektiğini vurguladı.
ADANA’NIN SAHİP OLDUĞU ZENGİNLİKLER
Onun için Adana’ya gelmeyi çok istediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Daha önceki geldiğimde de sizlerle birçok toplantılar yaptık, Organize Sanayi Bölgesi’nde, Ticaret Odası’nda o zaman da hep düşüncelerimi paylaştım ve hatta hatırlayacaksınız o zaman Adana’da sadece bir devlet üniversitesinin olması ve hiçbir vakıf üniversitesinin olmayışını da büyük bir hayretle karşılayıp hemen birkaç üniversite kurulması ile ilgili talimatları vermiştik. Bugün çok şükür çok güzel gelişmeler var. Yine Adana deyince benim çocukluğumda aklıma zenginlik gelirdi. Hep zengin insanların olduğu hatta burada doğmayan belki başka yerlerde doğup da taşı toprağı altın gibi Adana’ya gelip burada büyüyen zenginleşen ve belki daha sonra buradan da başka yereler giden aileler çoktur. Bunların içinde benim de hemşerilerimin de olduğunu en iyi sizler biliyorsunuz. Ve şimdi de tabi aranızda onlardan çoğunu görüyorum, Adana böyle bir yer” dedi.
“HEM TÜRKİYE HEM DE ADANA’NIN DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Gül, pamuk ve tekstil piyasasındaki değişikliklerin, pamuğun o eski önemini biraz azaltmış olabileceğine işaret ederek şöyle konuştu: “Bu, dünyanın başka yerlerinde de oldu, İngiltere’de de böyle oldu vaktiyle. Orada da ilk zenginlik esas Sanayi Devrimi’nin merkezi olan o zaman yün ile başladı biliyorsunuz, tekstil ile. Ama ondan sonra kendi dönüşümlerini sağladılar. Şimdi bizim de muhakkak hem Türkiye hem de Adana olarak bu dönüşümleri sağlamamız, çağa en iyi şekilde ayak uydurup, potansiyeli zenginlik olan, bereket olan bu toprakları ve bu bölgeyi daima müreffeh, daima zengin ve daima mutlu yapmamız gerekir. Bununla ilgili şüphesiz ki çok büyük çalışmalar var. Her şeyden önce Organize Sanayi Bölgesi’ni hatırlıyorum gittiğimde, tıklım tıklım doluydu orası. Herkes buraya gelip yeni yatırımlar yapmak istiyor, ama yer bulamıyordunuz. Bilmiyorum gelişmeler ne oldu, biraz önce Vali Bey’e de sordum, yeni araziler muhakkak temin ediliyor, yeni organize bölgeleri muhakkak ki kurulacak. Ve Adana o değişimini de sağlıyor. Biraz önce burada verdiğimiz ödüller Türkiye’nin ilk 500’üne giren birçok firmanın, bildiğim kadarıyla 12 şu an, onun Adana’da olması bunun en güzel göstergesidir. Önümüzdeki yıllarda da çok büyük şirketlerin, firmaların çıkacağına inanıyorum. Çünkü bu topraklar sizi mecbur eder, ayrıca siz müteşebbis ruhu olan insanlarsınız. Burası geleneği ve kültürü olan bir yer. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında hatta ondan önce çıkana birçok gazete ve derginin kültür hayatının da burada çok zengin olduğunu biliyoruz. Şimdi bilim, ilim hayatının da yine zengin olduğunu ve bundan sonra çok daha zenginleşeceğinden hiç şüphem yoktur.”
Bazen ilk olmanın ileride dezavantaj olduğuna da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Adana Havaalanı’nın Türkiye’nin ilk havaalanlarından birisi olduğunu, ancak şimdi etrafının binalarla çevrildiğini ve küçük kaldığını ve bütün ulaşım yollarının yenilendiğini anlattı.
ADANA’NIN TİCARİ VE EKONOMİK HİNTERLANDI
Cumhurbaşkanı Gül katılımcılara şöyle seslendi: “Hepinize şunu tavsiye ederim, yaptıklarınızı, ürettiklerinizi Adana için ve Türkiye için değil, bütün dünya için, bütün bölge ve dünya için yapacaksınız. Ölçekleriniz artık böyle olacak, büyüklükleriniz böyle olacak artık. İnşallah önümüzdeki yıllarda bölgedeki istikrarsızlıklar da gidecektir. Maalesef çok acılar çekiliyor, başta Suriye’de olup bitenler hepimizi derinden etkiliyor. Önce insan olarak hepimizi derinden etkiliyor. Hemen yanı başınızdaki komşunuzun evinin ateş içinde olması, harap olması. Allah hiç kimsenin evini, ülkesini o şekilde harap duruma getirmesin. Ama muhakkak ki bunlar o ülkeyi yönetenlerin yanlışları neticesinde ortaya çıkıyor. Bunlar geçecektir eninde sonunda. Nasıl Irak’ta çok büyük olaylar yaşandı ve hala da yaşanıyor ama bir taraftan da baktığınızda Türkiye’nin nerdeyse en çok ihracatının oraya olduğunu görüyorsunuz. Çok büyük bir dinamizm var. Aranızdan da eminim ki orada çok büyük işler yapanlar vardır.”
“İSTİKRAR VE GÜVENİN OLDUĞU YERDE GELİŞME VE KALKINMA DA OLUR”
Cumhurbaşkanı Gül, hangi bölgede siyasi istikrar ve güvenlik varsa dünyanın o bölgesinde de önce huzur olduğunu, sonra da kalkınma ve ekonomik gelişme olduğunu, ülkeler için de bunun geçerli olduğunu vurguladı. Ülkeler içerisinde de istikrar, huzur ve güvenin, ülkelerin gelişmesi, kalkınması, büyümesi, müreffeh ve mutlu olması için birinci şart olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, “Bunu hepiniz tecrübelerinizle de görüyorsunuz. İstikrarsızlığın olduğu dönemlerde, sizler ne kadar çok işinizde gücünüzde olsanız, ne kadar çok kendi şirketlerinizi iyi kontrol etseniz zemin birden oynayınca, halı birden bire altınızdan gidince siz istediğiniz kadar gayret sarf edin, birden bire ekonomik dengelerin, bütçelerin, bilançoların, her şeyin değiştiğine bu ülke çok şahit olmuştur. Uzun yıllar, nerdeyse otuz -kırk yıldır, yüksek enflasyon, yüksek faizlerle sizler çalıştınız. O günleri kimse hatırlamak istemez ve o günleri hatırlamamak da lazım. Ama akılda da tutmak lazım. Otuz sene sonra bir nesil tek rakamlı enflasyon görmeye başladı. Faizlerde düşme görmeye başladı. Şimdi tabii ki Türkiye’nin bunun kıymetini bilip bunu daha da ileriye götürmesi lazım. Siz şirketlerinizi büyütmek istersiniz, sizin şirketleriniz büyüdükçe Türkiye büyür. Bizler de Türkiye’yi büyütme sevdalısıyız ama büyümenin sürdürülebilir olması çok önemli. Siz şirketinizi büyütebilirsiniz, borçlarla yatırım yapabilirsiniz, krediler alırsınız yatırım yapabilirsiniz ama onları ödeyebilir ve onu çevirebilirseniz o zaman gerçek büyüme olur. Sürdürülebilir dediğim şey bu; yoksa birden bire büyünebilir” dedi.
Türkiye’nin yüzde 6-7’nin altına düşmeyecek bir büyüme trendini muhakkak yakalaması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizin birkaç sene önce dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında bulunduğunu, yüzde 8-10’larla övündüğümüzü dile getirerek şimdi yine bu büyümeyi arttırmamız gerektiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, Avrupa içerisinde en çok büyüyen ülke olduğunu ancak bunun için istikrarın ve güvenin şart olduğunu ifade etti.
YABANCI SERMAYENİN TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMASI
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Gül, “Güven, geleceğe bakmak demektir. Sizler iş adamı olarak yatırım yaparken, işlerinizi büyütürken hep geleceğe bakarsınız, tahmininizi yaparsınız. Yabancılar da böyle bakar. Bizim yabancı sermayeyi Türkiye’nin her tarafına getirmemiz için Türkiye’yi çok istikrarlı ve güvenli tutmamız gerekir. Unutmayın ki sizlerin tasarrufları, yani Türk halkının tasarrufları Türkiye’yi yeteri kadar büyütmüyor. Türkiye’nin tasarrufunun maalesef çok düşük olduğu ortada. Büyüyebilmek için, yatırım yapabilmek için tasarrufunun olması lazım. Onun için başkalarının tasarruflarını bu ülkeye getirmek zorundayız. Çevremizdeki bütün ülkelerin; Arapların, Rusların, Amerikalıların, İngilizlerin tasarruflarını getirmek lazım ki burada işler yapılsın ve burada yatırımlar olsun. Bunun için de herkes geleceğe baktığında güven görmesi lazım. Bunun da yolu muhakkak ki gayet açık. Şeffaf, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin en güzel şekilde çalıştığını göstermemiz lazım. Şimdiye kadar nasıl yaptıysak, bundan sonra da eminim ki böyle olacaktır” dedi.
“TÜRKİYE’YE OLAN GÜVEN ARTTIĞI İÇİN SON YILLARDA DAHA FAZLA YABANCI YATIRIM GELDİ”
Türkiye’ye yatırım için dışarıdan 10 yıl önce yılda sadece 1 milyar dolar geldiğini, çünkü ancak o kadar güvenin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Şimdi ise bütün bu hukuki değişikliklerden, istikrardan, demokratik değişikliklerden sonra Türkiye’ye olan güven arttı ve her yıl 10 milyar doların üzerinde sermaye geliyor. Bazen 15-20 milyar dolara yaklaşık sermaye geldi. Bu nedir, bunlar da işte Türkiye’nin büyümesinin sağlanmasına katkı yaptı. Bundan sonra da bizim, tekrar 10 yıl içerisinde yaptığımız gibi, bu reform, köklü değişiklikler, özellikle hukuku üstün tutan, şeffaflığı sağlayan ve öngörülebilirliği temin eden reformları hep birlikte, elbirliği içinde yapmamız gerekir” dedi.
ŞEHRİN GELİŞMESİNDE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ
Türkiye’de kurumların işlediğine en güzel örneklerinden birisinin kısa bir süre önce yapılan seçimler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Halk kime karar verdiyse onları belediye başkanı yaptılar. Bu vesileyle Adana’da da hem Büyükşehir Belediye Başkanını, hem diğer ilçe belediye başkanlarının hepsini tebrik etmek istiyorum ve hep başarılar diliyorum. Belediyelere çok iş düşüyor. Çünkü belediyeler şehrin geleceğini tayin ediyorlar, imar faaliyetleriyle ve diğer faaliyetleriyle, şehirlerin geleceğini ya karartırlar veyahut aydınlatırlar. Bunu özellikle bütün belediye başkanlarına söylüyorum. Eğer vizyoner, uzak görüşlü, günlük meselelerden uzak bir belediyecilik anlayışı ile hareket ederseniz, o zaman şehrinizin geleceğini aydınlatırsınız” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’de seçimlerin kurallarının belli olduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte en çok sıkıntısını çektiğimiz şey biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olurdu. Birçok tartışma olurdu. Tartışmaların olmasından daha tabii bir şey olamaz. Çoğulculuğun olduğu yerde bunlar olacaktır. Ama önemli olan kurallar belli ise bu kurallara saygı çerçevesi içerisinde tartışmaların olmasıdır. Önümüzdeki ilk seçim Cumhurbaşkanlığı ile ilgili olacağı için bunun da kuralları gayet ortadadır, bellidir. Onun için bundan dolayı herhangi bir öngörüsüzlük ve risk priminin Türkiye’ye çıkmaması gerekir. Daha sonra da günü geldiğinde genel seçimler olacaktır. Dolayısıyla Türkiye bunları şimdiye kadar ispatlamıştır, bundan sonra da ispatlayacaktır.”
“ADANA’NIN KIYMETİNİ HERKES BİLMELİ”
Adana’nın kıymetinin bilinmesi çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Gül, “Buranın taşı toprağı gerçekten altındır. Cenab-ı Allah buraya böyle büyük bir bereketi vermiş. Bunu harekete geçirmek daha da ileriye taşımak yine sizlerin elindedir. Biliyorum ki, başta yerel yöneticiler ellerinden geleni hep yapacaklardır. Değerli milletvekillerinizi yakinen biliyorum, onlar Ankara’da her şeyi yapıyorlar. Yeri geldiğinde hep bizleri de devreye sokuyorlar. Sayın Bakanınızı gayet yakinen biliyorum, onu siz de bilirsiniz, ne kadar yakın tanıdığımı. O da muhakkak ki Adana için elinden gelen her şeyi yapacak. Ama hepinizin artık kenetlenmesi gerekir. Şüphesiz ki, Hükümetin ve benim temsilcim olarak Vali Bey buradaki devlet organlarının koordinasyonunu en iyi şekilde sağlayacak” dedi.
“ADANA’DAKİ GÜÇLÜ GELENEĞİ GELECEĞE HER BERABER TAŞIYACAĞIZ”
Cumhuriyetten eski ekonomik kuruluşumuzun sayısının çok az olduğunu kaydeden ve Adana Ticaret Borsası’nın 100. yıl dönümü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Cumhuriyet kurulmadan, yeni devlet kurulmadan önce burada ticaretin ne kadar canlı olduğunu düşünün. Aslında Osmanlı döneminde de burada çok büyük çiftlikler kuruldu. Biliyorsunuz Seyhan Barajı’nın ilk yapım çalışmaları ve projeleri Sultan Abdülhamit döneminde başlar; ama 1950’lerde ancak başlandı, bildiğim kadarıyla 1956’da açılışı yapıldı. İlk biçerdöver, ilk makine buralara gelmiştir, Adana’ya gelmiştir. Osmanlı döneminde Adana’da 20’ye yakın sanayi kuruluşu vardır, tekstil fabrikaları vardır. Burası çok köklü bir geleneği olan bir yerdir. Ticari geleneği olan bir yerdir. Buranın eşrafı güçlüdür, buranın iş adamı güçlüdür. Bunu geleceğe hep beraber taşımamız gerekir. Bu sadece Adana için değil, bu Türkiye için gerekli. Ankara’dan Hükümet ve bütün devlet organları, burada da siz yerel yöneticiler ve iş adamları elbirliği içerisinde bunu gerçekleşeceğine inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, “Tekrar söylüyorum; buraya gelişimin sebebi, sizlere bu mesajı, bu motivasyonu vermek ve Adana’yı çok daha silkinip, kendine gelip Adana’ya büyük hamleler yaptırmak gerektiğine inanıyorum. Ve bunu sizler yapacaksınız. Hep beraber siyasetçiler, yöneticiler ve bu şehrin sahipleri olan sizler yapacaksınız. Bunun da gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu vesileyle bu güzel otelde, açılışını daha yapmadınız, ama fiilen açılış yapılmış oldu, resmî açılışını bütün işler bitince gayet güzel bir şekilde yapın. Hemşeriniz Adalı Ailesi’ni de tebrik ediyorum. Bütün bu işler sevineceğimiz gelişmelerdir” diyerek tamamladı.
Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı.