Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed’in davetlisi olarak resmî bir ziyaret için bulunduğu Şam’da temaslarına başladı.
Suriye Cumhurbaşkanı Esed, Cumhurbaşkanı Gül’ü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda törenle karşıladı. Millî marşların dinlenmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Gül ve Suriye Cumhurbaşkanı Esed baş başa görüştü ve heyetler arası görüşmelere başkanlık etti. Her iki Cumhurbaşkanı daha sonra ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Gül basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’yi bir kez daha ziyaret ediyor olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Suriye’nin Türkiye’nin dostu, komşusu, kardeşi olduğunu belirtti ve 2003 yılından bu yana ilişkilerimizin başka ülkelere örnek teşkil edecek şekilde geliştiğini vurguladı.
Bugünkü görüşmelerde, birçok konunun istişare edildiğini, ikili ilişkilerin gözden geçirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’nin Türkiye için Orta Doğu’ya açılmanın, Türkiye’nin de Suriye için Avrupa’ya açılmanın kapısı olduğunu kaydetti ve 900 km.ye uzanan ortak bir sınırımız bulunduğunu hatırlatarak, her alanda ilişkilerin gayet iyi bir şekilde geliştiğini ifade etti. İmzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla ticaretin ve yatırımların hızlı bir şekilde artmaya başladığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Niyetlerimiz çok iyi olduğu için, siyasi kararlılığımız da en üst seviyede olduğu için, inanıyorum ki ne gerekirse bunlar yapılacaktır” dedi.
“Bu Ziyaret, İlişkilerimizi Daha İleriye Taşıyacaktır”
Şam’ın Arap kültür merkezi olarak, 2008’de büyük kültür faaliyetlerine ev sahipliği yapmaya başladığında cumhurbaşkanı olarak geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, başbakan ve bakan düzeyindeki karşılıklı ziyaretlerin ilişkilerin geldiği seviyeyi gösterdiğini, ziyaretinin, iki ülke halkının çıkarı için ilişkileri daha ileriye taşıyacağını kaydetti.
Filistin Meselesi
Cumhurbaşkanı Esed’le, bölgeyi ilgilendiren birçok konuyu da ele alma imkânı bulduklarını anlatan ve başta Filistin meselesinin acil çözüm beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Filistin haklı davası muhakkak ki neticeye ulaşmalıdır. Bu da Filistin’in kendi devletini kurma hakkıdır. Bölgeye barış geldiğinde, iki devletin, yani bağımsız Filistin devletinin ve İsrail’in yan yana yaşayabilecekleri bir ortamın ortaya çıkması hepimizin arzusudur. Barış planında sadece Filistin ayağı söz konusu değildir. Suriye ayağı ve aynı şekilde yine Lübnan ayağı da söz konusudur. Bu barış süreci içerisinde de yine toprak karşılığı barış ilkesiyle ilgili Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde barışın olabileceğine inanıyoruz. Türkiye elinden gelen her türlü katkıyı sağlayacaktır. Suriye’nin Türkiye’ye gösterdiği güvene de bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Irak
Irak halkının acılarının bizim de acılarımız olduğunu, Irak’ın siyasi birliğini, Irak’ın toprak bütünlüğünü korumanın komşularının da görevi olduğu için büyük bir anlayış içerisinde olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, dünyada politikaların değiştiğini, herkesin barışla, diyalogla çözüm sağlanabileceğini anladığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, ABD’deki seçimin ve oradan yükselen seslerin de bu konuyu güçlendirdiğine dikkat çekerek, Araplar arasındaki dayanışmanın, barışın sağlanmasına hizmet edeceğini kaydetti ve son Arap Ligi toplantısının başarıyla bitmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“Problemlerin Çözümüne Yardımcı Olmaya Çalışıyoruz”
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Cumhurbaşkanı Gül, yabancı bir gazetecinin, İsrail’in Gazze’ye saldırısından sonra Türkiye’nin tutumunun daha bir netlik kazandığını belirterek, gelecekte Türkiye’nin nasıl bir rol üstleneceğini sorması üzerine, “Türkiye olarak, biz yapıcı bir şekilde problemlerin çözümüne yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başta Sayın Cumhurbaşkanı Esed olmak üzere Suriye’nin bu konularda bize gösterdiği güven bizleri çok mutlu etmektedir. Sadece Suriye ile İsrail arasında değil, bölgede birçok problemler vardır. Bu problemlerle ilgilenirken elimizi uzatıp ‘Aman bu konuların içine girelim, Türkiye’nin bu ülkelerle birlikteliği olsun ve gerektiğinde bunları kullanalım’ gibi niyetlerimiz asla yoktur. Hep iyi niyetli, yapıcı olarak ‘problemlerin çözümüne katkımız olur mu’ diye hareket ediyoruz. Şeffaf bir ilişki içindeyiz. Şuna inanıyoruz ki, problemler çözülürse, barış olursa, güvenlik sorunları çözülmüş olur, güvenlik sorunları çözülünce de ekonomik iş birliği olur. Karşılıklı olarak bundan fayda elde edilir. Refah ortaya çıkar. Türkiye’nin tezi budur” dedi.
Filistin’in Birliği
Cumhurbaşkanı Gül bir gazetecinin, son günlerde Ürdün Kralı Abdullah ve Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın Şam’a ziyaretlerde bulunduğunu, Filistin liderlerinden Halit Meşal’in de Şam’da yaşadığını anımsatarak, görüşmede Filistinliler arasındaki bölünmüşlüğün gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine “Görüşmede en çok konuştuğumuz konulardan biri, Filistin’in birliğidir. İki Filistin devleti düşünülemez. Gazze’de Hamas seçimleri kazanınca iyi niyetli tavsiyelerde bulunmuştuk. Geçen iki sene haklılığımızı gösterdi. Şimdi bu birleşmenin temin edilmesi gerekir. Mısır, bu yönde çalışmalar yapıyor, biz de destekliyoruz. Filistin’de bir an önce ulusal birlik sağlanmasını temenni ediyorum. Yoksa Filistin davasına büyük zarar verilir. Bunu kimse kabul edemez, Filistin devletinin ikiye bölünmesine kimse tahammül edemez. Onlar siyasi mücadelelerini kendi içlerinde yapabilirler. Umarım birlik çalışması gecikmeden sonuçlanır. Yeni İsrail Hükümeti de muhalefetteki söylemlerini unutup sağduyulu davranmalı” şeklinde konuştu.
Türkiye - Suriye Ekonomik İş Birliği
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Suriye arasındaki ekonomik iş birliğine ilişkin bir soruyu cevaplarken, bir çok konuda iş birliği imkânlarını ele aldıklarını, sınır ticaretini kolaylaştırıcı çalışmalar yapıldığını, iki ülke özel sektörlerinin bu yönde en üst düzeyde teşvik edildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Tahran-Ankara-Şam üçgeninde yeni bir ekonomik iş birliği alanı kurulup kurulamayacağı yönündeki soru üzerine de, İran’ın Türkiye’nin komşusu olduğunu ve her bakımdan yakın ilişki içinde olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Suriye Cumhurbaşkanı Esed’in onuruna verdiği resmî akşam yemeğine katıldı.