Cumhurbaşkanı Gül’ü Sofya Havalimanı’nda Bulgaristan Dışişleri Bakan Yardımcısı Livbomir Kivthvko ile Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Mehmet Gücük karşıladı.

Zirve’nin yapılacağı Millî Kültür Sarayı’na gelişinde ise Cumhurbaşkanı Gül, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Parvanov tarafından karşılandı.

Aile fotoğrafı çekilmesinin ardından, “Avrupa İçin Doğal Gaz: Güvenlik ve Ortaklık” başlıklı Enerji Zirvesi’nin birinci oturumuna geçildi.

Cumhurbaşkanı Gül, zirvede yaptığı konuşmada, ev sahibi Bulgaristan ile komşuluk münasebetleriyle pekişen kuvvetli dostluk ve iş birliği bağları bulunduğunu, bu iş birliği ruhu ve anlayışıyla, Türkiye’nin başta Avrupa olmak üzere uluslararası camia açısından önem taşıyan enerji ve ulaştırma projelerini hayata geçirmek için yoğun gayret sarf ettiğini aktardı.

“Enerji Projeleri, Verimli İş Birliği Süreçlerine Dönüştürülmeli”

Günümüzde enerji arzının, insanlık tarihinin daha önce görmediği kadar hayati bir hâl alarak, karşılıklı bağımlılığı olumlu yönde etkilemeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin enerji politikasının temel hedeflerinin, ulusal arz güvenliğinin güçlendirilmesi ve sonucunda enerji kaynak ve güzergâhlarını çeşitlendirerek Türkiye’nin olduğu kadar Avrupa’nın da arz güvenliğine katkıda bulunulması olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, mevcut enerji projelerinin, bir ihtilaf unsuru olarak algılanmayıp, karşılıklı güvene dayanan, bölgesel güçleri, büyük şirketleri ve oyuncuları bir araya getiren verimli iş birliği süreçlerine dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, “Geçtiğimiz Kasım ayında Aziz Kardeşim Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ev sahipliğinde Bakü’de düzenlenen zirvede de vurguladığım üzere, enerji alanındaki iş birliğimizin, enerji güvenliğinin de ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha kayda değer katkılarda bulunacağına kuvvetle inanıyorum” dedi.

Türkiye’nin Özgün ve Stratejik Konumu

Türkiye’nin, önemli bir enerji tüketicisi olduğu gibi, aynı zamanda dünya doğal gaz rezervlerinin yaklaşık üçte ikisine sahip ülkeler ile Batı’daki büyük pazarlar arasında özgün ve stratejik bir konumda bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, bu durumun Türkiye’ye önemli görev ve sorumluluklar yüklediğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Gül, mevcut Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ve Türkiye-Yunanistan Enterkonektörü sayesinde Azeri gazı batı pazarlarına ulaşarak Avrupa’nın güzergâh ve kaynak çeşitlendirmesine katkıda bulunduğunu belirtti.

Bugüne kadar tamamlanan dört önemli projeye ilaveten, üzerinde çalışılmakta olan petrol ve doğal gaz boru hatlarının, özellikle Ceyhan’da kurulması planlanan rafineri, petrokimya ve LNG sıvılaştırma tesislerinin, Türkiye’nin dünya pazarlarına erişimde daha önemli bir rol oynamasına imkân vereceğini de kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, enerji alanında faaliyet gösteren yabancı firmaları Ceyhan’a yatırım yapmaya davet etti.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, başta Rusya Federasyonu olmak üzere, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya’daki tüm doğal gaz üreticisi ülkelerle yapıcı, iyi niyetli ve ileriye dönük bir iş birliği yürüttüğünü bildirerek, bu iş birliğini bölge enerji güvenliğinin önemli bir parçası olarak gördüğünü kaydetti.

Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliğinde Türkiye’nin coğrafi açıdan stratejik konumdaki ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin doğal gazda Avrupa’nın dördüncü ana arteri olmasının esas hedefleri arasında bulunduğunu belirtti.

“Nabucco Projesinin Hayata Geçirilmesi Diğer Projelere Hız Kazandıracak”

Cumhurbaşkanı Gül, Hazar havzası ve Orta Doğu doğal gaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya erişimini sağlayacak boru hatlarına ve Nabucco projesinin hayata geçirilmesine Türkiye’nin büyük önem verdiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Gül, “Budapeşte Zirvesi Sonuç Bildirisi’nde de yer aldığı üzere, çalışmalarımızı Hükümetler Arası Anlaşma’nın 2009 yılının ilk yarısında sonuçlandırılması hedefiyle sürdürmekteyiz. Nabucco projesinin hayata geçirilmesinin, Arap Doğal Gaz Boru Hattı gibi yapım aşamasındaki projelere de hız kazandırması ve Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ile Orta Doğu’daki diğer önemli doğal gaz üreticisi ülkelerin Avrupa enerji güvenliği denklemine katılmalarında kolaylaştırıcı rol oynaması samimi temennimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Nabucco’nun yanı sıra, inşa halinde olan ve 2012 yılında hayata geçirilmesi öngörülen Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattının da Güney Gaz Koridoru’nun kayda değer halkalarından birini oluşturduğunu belirtti.

“Can Güvenliği ve Çevresel Riskler de Dikkate Alınmalı”

Cumhurbaşkanı Gül, doğal gaz boru hatlarının fiziki güvenliğinin sağlanması, doğal gaz depolarının inşası ve LNG terminallerinin yapımının, Güneydoğu Avrupa ülkelerinin doğal gaz güvenliği stratejisinin diğer önemli bileşenlerini oluşturduğuna dikkat çekti. Karadeniz’de LNG terminallerinin inşasına karar verilirken, Türk Boğazlarındaki mevcut tanker trafiğinin, İstanbul ile birlikte Karadeniz havzasındaki diğer yerleşim yerlerinin güvenliğine yönelik olarak çevresel açıdan yarattığı risklerin dikkate alınması gerektiğine de dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, “Üretici ülkelerden tüketici ülkelere yapılan taşıma etkinliklerinde can güvenliğinin, çevrenin ve diğer toplumsal mal varlıklarının korunması öncelikli hedeflerimiz olmak durumundadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, bu vesileyle, enerji alanında faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerinin İş Forumu’nda bir araya gelmelerini ve karşılaşılan sorunlara yönelik görüş alışverişinde bulunmalarını da, en az zirve kadar önemli gördüğünü sözlerine ekledi.

Daha sonra ABD Başkanı Barack Obama`nın Avrasya Bölgesi Enerji Özel Temsilcisi Richard Morningstar’ı kabul eden Cumhurbaşkanı Gül, Bulgaristan Millî Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen kültürel etkinliğe ve ardından Bulgaristan Cumhurbaşkanı Parvanov’un zirveye katılan heyet başkanları onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.

Tüm Haberler