Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şeref konuğu olarak katıldığı Avrupa İş Zirvesi’nde bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül, Belçika Girişim Federasyonu (FEB) tarafından düzenlenen Avrupa İş Zirvesi’nde, AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Business Europe Başkanı Seilliere’nin konuşmacı olarak katıldığı “Presidents’ Debate” oturumunu izledi ve bir konuşma yaptı.
“Krizden Daha Güçlü Çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında, kömür-çelik birliği olarak başlayan AB projesinin zamanla siyasi, ekonomik ve sosyal entegrasyon boyutuna ulaştığını ve 21’inci yüzyılda küresel konularda “ana güç” olmaya hazırlandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, geçmişte de önemli sorunlarla karşılaşan fakat bunları aşmayı başaran AB’nin, bugün küresel ekonomik krizle tekrar test edildiğini kaydederek, bu büyük sıkıntıdan daha güçlü çıkma inancının yitirilmemesini istedi ve “AB, bugünkü gücünü, ortak değerleri, politikaları ve kurumlarıyla kader birliği duygusundan almaktadır. Mevcut tehditlerle başa çıkacak birikimi vardır. Avrupalı tartışma ve uzlaşma ruhu sayesinde sonunda bu krizden daha güçlü çıkacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum. Böyle bir tartışma şimdiden yaratıcı fikirler üretmeye başladı” dedi.
AB’nin son yıllarda, ortak pazardan genişlemeye kadar en büyük başarılarının tamamının, dışlamadan, ortak ve sorumlu davranışları sayesinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, hiç kimsenin bugün yaşanan krizde, içeriye dönmüş, bölünmüş, zayıf ve daha küçük bir AB’nin daha iyi durumda olacağını savunamayacağını kaydetti.
Türkiye’nin, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisi ve G-20 üyesi olduğunu hatırlatarak, mali piyasalarda başlayan küresel krizin aşılmasında AB ile el ele çalışmak için benzersiz bir fırsat olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, ekonomik faaliyetlerin şeffaflık ve güvene dayandığını kaydederek, mali sistem reformunda bu güveni güçlendirmeye odaklanılmasını istedi.
“Dünya Bankası ve IMF Yeniden Yapılandırılmalı”
Ekonomik büyüme teşvik edilirken, enflasyonun kontrol altında tutulması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, reel ekonomi desteklenirken sosyal dayanışmanın güçlendirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı ve Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu gibi mali kuruluşların, çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti.
Özel sektörün verimliliğinin göz ardı edilmemesi ve son dönemde kamulaştırılan finans kuruluşlarının şartlar sağlandığında yeniden özel sektöre devredilmesi tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, “Korumacılık tehlikeli bir seçenek. Korumacılığın bedelini orta ve uzun vadede kendi tüketicilerimiz ödeyecek. Bu tür politikalar günün sonunda herkese zarar verir” uyarısında bulundu.
2 Nisan’da Londra’da düzenlenecek G-20 zirvesinde, Türkiye’nin iş birliğine açık olduğunu ve AB’nin de kendisini dünyanın en büyük ekonomisi haline getiren temel prensiplere sahip çıkacağını umduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, “AB, ekonomik durgunluk, işsizlik, yaşlanan nüfus, yasa dışı göç, terörizm, enerji güvenliği ve iklim değişikliği gibi en önemli sorunlara Türkiye’yi içine alarak çok daha etkili çözüm üretebilir” şeklinde konuştu.
“Türkiye ve AB Geniş Bir Coğrafyada Yakın Çalışabilir”
Türkiye ve AB’nin geniş bir coğrafyada yakın çalışma potansiyeline dikkat çekerek, Balkanlar, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya’yı kapsayan geniş bir bölgeyle coğrafi ve tarihi bağlarının, Türkiye’ye eşsiz fırsatlar sunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) kapsamındaki toplam 13 misyondan 7’sinin Türkiye’nin yakın bölgesinde bulunduğuna işaret etti ve AGSP misyonlarına AB dışından en fazla katkı sağlayan ülkenin Türkiye olduğu vurguladı.
Türkiye’nin yapıcı diyalog ve barış çabalarına örnek olarak; İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerini başlatması, Mısır’la birlikte Filistinliler arasında uzlaşma için aktif çalışması, Bağdat ve Tahran’a yaptığı son ziyaretleri gösteren Cumhurbaşkanı Gül, geçen yıl Ermenistan’a yaptığı ziyaretin ve Türkiye’nin Kafkasya İstikrar ve İş Birliği Platformu önerisinin, bölgede daha iyi bir atmosfere bağlılığını gösterdiğini dile getirdi. Türkiye’nin gelecek hafta askerî ve istihbarat yetkilileriyle birlikte Afganistan ve Pakistan devlet başkanlarını Ankara’da buluşturmaya hazırlandığını da hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin barışçıl çözüm için üzerine düşen sorumluluğu bugüne dek yerine getirdiğine dikkat çekerek, “Aynı tutumumuzu sürdüreceğiz. Vizyonumuz kapsamlı çözüme ulaşıldıktan sonra Doğu Akdeniz’de Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs adasıyla birlikte Avrupa’nın yeni bir güçlü ayağını oluşturmaktır” dedi.
“AB, Küresel Güç Haline Gelmek için Türkiye’ye İhtiyaç Duyuyor”
Türkiye ve AB arasındaki diğer bir işbirliği alanının enerji olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, dünya enerji kaynaklarının yüzde 70’inin Türkiye’nin yakın coğrafyasında bulunduğunun unutulmamasını istedi ve Nabucco projesinin taşıdığı öneme dikkat çekti.
AB yolunda yaptığı reformlarla yakaladığı dönüşüm sürecini ilerleten Türkiye’nin kararlılığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin üyeliğiyle AB’nin birçok siyasi, sosyal ve ekonomik sorununu çözeceği güvencesini verdi. Bugünkü Türkiye’den daha çok, Avrupa’nın pek çok yükünü omuzlayabilecek geleceğin Türkiye’sine odaklanılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Gül, “Dünya AB’nin yumuşak gücüne ihtiyaç duyarken, AB küresel güç haline gelmek için Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. 500 milyonluk nüfusu barındıran böyle başarılı bir barış projesi için Türkiye’nin katılımı en geçerli ilerleme yoludur” şeklinde konuştu.
“Avrupa’da, Türkiye’nin Önemini Fark Edemeyenler Var”
Türkiye’nin AB’ye katılımı konusunda bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa kamuoyunda Türkiye’nin rol ve önemini takdir ve teşvik edenler olduğu gibi, bunu tam fark edemeyenlerin de olduğunu kaydederek, olaylara stratejik açıdan bakanların daha sağlıklı değerlendirmelerde bulunduklarını ifade etti.
Türkiye’nin ekonomik açıdan aslında AB içinde olduğunu, Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanmasının on seneyi geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, ticareti engelleyen bir sorun olmadığını, ancak hedefin tam üyelik olduğunu, müzakere sürecinin güçlü bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolüne ilişkin bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, İsrail’de kurulmak üzere olan bir hükümetin davranışının çok önemli olduğunu belirterek, muhalefette oldukları zaman verdikleri sözler ve demeçler gibi hareket ederlerse Orta Doğu’da işin bugünkünden çok daha olumsuz yönde gelişme ihtimali olduğuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Gül, G-20’ye ilişkin bir soru üzerine, liderler ve sorumluların bütün bu krizlerin çözülmesi için küresel iş birliği gerektirdiğini fark ettiklerini belirtti ve Türkiye’nin de, bütün katılımcı ülkeler gibi iyi hazırlandığını, uluslararası dayanışmanın devam etmek zorunda olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, akşam da FEB’in gala yemeğine katıldı.