Tekirdağ Valiliğini Ziyaretlerinde Yaptıkları Açıklama

17.06.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

 

Sizin de takip ettiğiniz gibi Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin en değerli illerinden birisi olan Tekirdağ’ı ziyaret etmekten gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum.

Daha önce siyasette bulunduğum, hükümette bulunduğum dönemlerde şüphesiz ki Tekirdağ’a hep gelip gittim. Ama Cumhurbaşkanı olarak bugüne nasip oldu. Bu vesileyle, bu sıcak havada sevgi gösteren bütün vatandaşlarıma, hepsine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Tekirdağ Türkiye’nin Trakya’da Avrupa’daki en büyük şehri. Büyükşehir de oldu.

Tekirdağ’ın Türkiye için çok büyük özellikleri var. Sadece kendi için değil, kendisini aşmış olan şehirlerimizden birisi burası.  Tekirdağ’daki sanayi, Tekirdağ’daki tarım, Tekirdağ’daki lojistik, ulaştırma; bütün bunlar Türkiye ile ilgili, burayla ilgili değil artık.

Buranın çok ötesinde faaliyet ve dinamizm var burada. 5 tane sanayi ve ticaret odası olan bir ilimiz. 4 tane organize sanayi bölgesi olan bir ilimiz. 1 tane Avrupa Serbest Bölgesi olan bir ilimiz. Dolayısıyla sanayide Türkiye’nin en büyük firmaları burada üretim yapıyorlar, istihdam sağlıyorlar. Eminim ki vergilerini de burada ödüyorlardır.

Ayrıca tarımda ürettikleriniz Türkiye’yi besliyor. Herkes bilir ki buğdayda, ayçiçeğinde burası öndedir, ama Tekirdağ’ın asırlar boyu geriye uzanan çok büyük bir tarihi olduğu da yine bir gerçektir. Buralar kavşak noktaları olduğu için Avrupa-Asya arasında, birçok medeniyetlerin hep izleri, bizlere ve bugünkü Tekirdağlılara hatıra olarak kalmıştır ve milli mücadelede vatan şairi Namık Kemal’in doğduğu bir ildir. Ayrıca Atatürk’ün burada, başöğretmen olarak ilk dersini verdiği il de bildiğim kadarıyla Tekirdağ. Bu bakımdan çok ayrı özellikleri vardır, saymakla tabii ki bitmez.

Üniversitesi büyük, 26 bin öğrencisi olan bir üniversite. Biraz sonra YÖK Başkanımızla oraya da gideceğiz. Sayın Bakan, değerli milletvekilleri herkes eminim ki, iliyle ve burayla en iyi şekilde ilgileniyorlar, buranın ihtiyaçlarını en iyi şekilde muhakkak ki, herkes takip ediyordur, başta Vali Bey olmak üzere. Ama bir hususu daha burada ifade etmek isterim: Doğrusu bugün gerçekten ayrı bir gurur duyuyorum, bu hükümet binasında, -eskiden hükümet binası derlerdi- bu vilayet binasında olmaktan . Büyük devletin bütün özelliklerini bu vilayet binası taşıyor. Üzülerek ifade etmek isterim ki Anadoluda, birçok büyük ilimizin, nüfusları çok daha büyük ilimizin, bu tip büyük binalarını, hükümet konaklarını, maalesef çeşitli vesilelerle yıkmışız, yerine betonarme, elini kaldırsan hemen tavanına değecek binalar yapmışız. Ve hiçbir zaman Türkiye’nin geçmişini, büyüklüğünü yansıtmaz. Burası, o bakımdan da çok heyecan verici. Tekirdağlıları tabii ki tebrik etmek istiyorum, bütün bu tarihi dokularına ve eserlerine sahip çıktıkları için.

Şüphesiz ki, şehirlerimiz hızlı büyüyünce, çeşitli sorunları da oluyor;çevre sorunları, trafik sorunları falan. Bütün bunların en iyi şekilde tabii ele alınması gerekiyor. Biraz sonra Büyükşehir Belediyesini de ziyaret edeceğim, orada da hep düşüncelerimi paylaşacağım, bilgiler alacağım. Gün boyu burada olacağız, gece de burada olacağız. Şehrin bütün ileri gelenleri, sivil toplum örgütleri, partileri bildiğim kadarıyla, sayın başkanlar, parti başkanları da burada. Hepsiyle tabi ki bir arada olacağız, görüşeceğiz.

Ben bir kez daha hepinize çok teşekkür ediyorum.

Sorularınız varsa, sorularınızı tek tek sorun hepiniz, alayım, sonra ben de onlara tek tek cevap vereyim.

 

SORU 1: Sayın Cumhurbaşkanım, siz de son ziyaretlerinizi yapıyorsunuz artık, 81 ili tamamlıyorsunuz. 1 aydan az bir zaman kaldı, Cumhurbaşkanlığı seçimine. Neticede 7 yılınız geçti bu makamda. Hüzünlü müsünüz, Köşk’ten eşyalarınızı toplamaya başladınız mı? Bir de 10 Ağustos’ta Türkiye sizce pratikte cumhurbaşkanı mı seçecek, devlet başkanı mı seçecek?

SORU 2: Efendim, CHP ve MHP Sayın Ekmelettin İhsanoğlu’nu çatı aday olarak gösterdiler. Ekmelettin Bey’le ilgili düşünceleriniz nelerdir Cumhurbaşkanı adayı olarak? İkinci olarak da efendim, daha önce bu şartlar altında siyasete devam etmeme meyilinde olduğunuzu söylemiştiniz. Fakat son dönemde özellikle Sayın Bülent Arınç, Sayın Beşir Atalay, isminizi nazar ederek Başbakanlık koltuğunda sizi görmek istediklerini söylüyorlar. Bu konudaki kararınızda herhangi bir değişiklik ya da gelişme var mı?

SORU 3: Az önce konuşmalarınızda da söylediniz, Irak’ta yaşananların bir iç savaş ve mezhep savaşı görüntüsü olduğunu söylediniz. Birçok farklı, hem ülke içinden hem de dış ülkelerin de içinde bulunduğu bir denklem oluştuğunu görüyoruz Irak’ta. Türkiye bu Irak’taki denklemin neresinde?

SORU 4: Efendim 367 krizinde kimileri üzülmüştü, siz mağduriyete uğradığınız için. HSYK, MİT, Dershaneler Yasasını onayladınız, bir kesim buna üzüldü. Geriye baktığınızda, 7 yıllık süreye baktığınızda pişmanlık duyduğunuz, “Bunu da yapmasaydım, bunu da onaylamasaydım” dediğiniz bir yasa var mı?

SORU 5: Efendim Musul’da yaşanan baskının ardından son bilgiler ışığında bir değerlendirme alabilir miyiz, eldeki son bilgiler neler efendim?

SORU 6: MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin size yaptığı ziyaret sırasında çatı adayı olmanız yönünde bir teklifi olduğu şeklinde yorumlandı, ama sizden bir yorum gelmedi bu konuda.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Peki, şimdi bunların hepsine toplu bir şekilde cevap vereceğim. Önce tabii ki Cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye’nin şu anda esas gündemi. Bunu daha önce de söyledim, takvimin işlediğini söyledim. Ve işte giderek artık Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan ettiği sürece yaklaşıyoruz. İlk defa halkın seçecek olması Cumhurbaşkanı’nı, bu sefer biraz daha farklı kılıyor. Her ne kadar Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın yetkileri, sorumluluklarında bir değişiklik söz konusu değilse de, yani sistem aynısıysa da, Cumhurbaşkanı’nı seçim şeklinde bir değişiklik söz konusu oldu. Bunun da sebeplerini hatırlayacaksınız, geçen dönemlerde yaşanan sıkıntılar buna mecbur etti o zaman. Ve halk da bunu o zaman onayladı. Dolayısıyla ilk defa halk direkt olarak Cumhurbaşkanı’nı seçecek. Birçok Avrupa ülkesinde de, parlamenter sistemlerde de bu söz konusudur. Komşularımızda bile vardır bu, AB üyesi ülkelerde bile. Şimdi daha önce de söyledim, tabii adaylar çıkacak, çoğulculuk bizim en büyük zenginliğimizdir. İşte adaylar, yavaş yavaş belli olmaya da başladı. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde muhakkak ki, veyahat da kısa süre içerisinde diyeyim gün yerine, adaylar söz konusu olacak, belli olacak.

Tabii ki ben Cumhurbaşkanı olarak, anayasa gereği siyaset üstü tavrımı sürdürmek zorundayım. Yani bu bir anayasa görevi. Ama şu da bir gerçek ki: Ben muhakkak ki, AK Parti’nin kurucularındanım, dolayısıyla kurucuyum ve bütün kademelerinde bulundum. Dolayısıyla bu konuları biz kendi aramızda da şüphesiz ki değerlendireceğiz. Nasıl Türkiye’nin geleceğiyle ilgili düşüncelerimiz, partiyle ilgili düşüncelerimiz, bunlar kendi içimizde konuşacağımız hep konulardır. Ama bugünkü Cumhurbaşkanlığı görevim olduğu süre içerisinde, şüphesiz ki sonuna kadar siyaset üstü tavrımı sürdürmek bir anayasa görevidir benim için.

Şimdi Irak’ta maalesef çok üzücü şeyler oluyor, bölgemizde çok üzücü şeyler oluyor. Suriye’deki bildiğiniz şehirlerin nasıl yakılıp yıkıldığını görüyoruz. Irak’taki ateşin nasıl bir mezhep çatışması şeklinde maalesef geliştiğini görüyoruz. Bunlar çok üzücü, hep ders alınıcı şeylerdir. Ayrıca bütün bunların Müslümanlar içinde cereyan ediyor olması ise, ayrı bir üzüntü kaynağı olması gerekir. İslam diniyle ilgili imajın da, bütün dünyada ne kadar bozulduğunu da üzülerek tabii görüyoruz. Hâlbuki İslam dini haksız yere bir insanı öldürmenin, bütün insanlığı öldürmek gibi olduğunu söyleyen ve yasaklayan bir dindir. O bakımdan bunun daha da derinleşmemesi hepimizin arzusudur. Türkiye olarak bu konuda biz elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Musul’daki görevlilerimizi kurtarmak için -biraz önce söyledim- yoğun bir çaba söz konusu, bu çaba devam ediyor. Ayrıca sivil vatandaşlarımızın yine kurtarılmasıyla ilgili de hepimiz elimizden geleni yapıyoruz.

Geçmişe baktığımızda muhakkak ki geçmişi halk değerlendirecektir. Dolayısıyla o tip değerlendirmeler sordunuz, onlar ileride yapılacak şeylerdir. Şu anda hepimizin yapması gereken şey, Türkiye’ye yakışır bir şekilde Türk demokrasisini daha güçlü, olgun çıkartacak şekilde Cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzgün bir şekilde yapmak ve çevremizde bu olağanüstü büyük olaylar devam ederken, Türkiye’nin içini konsolide etmek, Türkiye’nin içini sağlamlaştırmak ve Türkiye’yi her bakımdan yüceltmek ve bu bölgede güvenli bir ada olduğunu herkese göstermek olacaktır. Aynı zamanda çevremizdeki ateşin söndürülmesi için de elimizden gelen bütün gayretleri uluslararası camiayla birlikte yapmaya devam edeceğiz.

 

Hepinize tekrar teşekkür ediyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı